KANDA BAKIR,ÜREME,UTERUS,DOĞUM KONTROL VE SPERMA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Kısa ismi IUD olan yani; (intrauterine contraceptive device): A device inserted into the uterus (womb) to prevent conception (pregnancy).
Yani bakır spiral (intrauterin) cihazdır. Doğum kontrol yöntemlerinin en etkilisidir.
Neden? Bir doktorun rahim içine ''T'' şeklinde bir bakır tel takmasını ve aniden hamilelik riskinin ortadan kalkması bir mucize midir yoksa çok derin kadim bir bilgi midir?
İlk RİA, Alman doktor Waldenburg'daki Richard Richter tarafından 1909 yılında geliştirilmiştir.
Ernst Gräfenberg ıse başka bir Alman doktor, Halka RİA geliştirdi.
Çalışmaları,Aryan kadınların doğum yapmaları için bir tehdit olarak kabul edildi ve Nazi rejimi sırasında yasaklandı.RİA araştırması daha sonra Grafenberg tarafından Almanya'dan ABD'ye götürüldü.
Jack Lippes,1950'lerde ABD'de RİA'yı geliştirdi ve 1960'larda Lazar C Margulies gelitirmeye devam etti ve RİA son halini 1960'larda bakır RİA buluşu ve ''T'' şekilli hale ABD'li hekim Howard Tatum getirdi.
Bakır spirali (RİA-Rahim içi araç) bu kadar etkili kılan mekanizmanın gizemini anlatacağım size.
Bakır iyonlarıyla ve vücuda girerken sperm ile nasıl etkileşime girdiklerini bilmek zorundayız.
BAKIR RİA, sperm katilidir ve “bakır sperm için toksiktir?”
Neden ? Çünkü yılan gibi kıvrılarak hedefe ulaşmaya çalışan Sperm'in kuyruğunu kopartır.Bakır toksitesi Sperm için ölümcüldür.
Bakırın gizemi hakkında daha önce hem kendi twitter @KaburgaAdam hesabımdan hemde burada blog kısmında detaylı bilgiler paylaşmıştım.
Bakır RİA'nın asıl amacı yumurtalıklar veya yumurtalarımız değildir, spermin kendisidir. Spermi hedefler!
Bakır çok etkili bir sperm öldürücüdür ve sperm, herhangi bir şeyi döllemeden ve bir bebek doğurmadan önce öldürülür. Fakat bakır, özellikle üreme sisteminin diğer bölümlerine zarar vermeden sadece spermler için zehirlidir..!
Benim şimdiye kadar kanda bakır oranları,kan hakkındaki,
dişi-erkek,üreme,mitoloji-Yaratılış karışımlı yazılarım aklınıza gelebilir.
Çünkü bu konu benim anlattığım konularla alakalıdır.
'T' şeklindeki RİA, bakır iyonlarını serbest bırakarak çalışır.
1972'de yapılan bir sıçan araştırması; bakırın, uterusun "boynuzuna" konulmasının geri kalan sistemi etkilemediğini gösterdi . Yani meali, bakırın kadının kendi üreme sistemine bir negatif etkisi olmadığı.
Sperm için asıl sıkıntıya neden olan Bakır iyonlardır. Bakır bir RİA'nın iyonları sperm için tamamen toksik bir ortam oluşturur.
Her şey doğrudan saldırı ile ilgili değildir. Spermlerin minik kurbağa yavrularına benzediği hatırlanarak ve bir yumurtaya girmeye çalışmak için "yüzmek" zorunda olduğu hatırlanarak,bakır iyonları, spermin “hareket kabiliyetini'' ciddi şekilde engeller. Bu etki, fallop tüplerinize kadar taşınır .Bakırın yaptığı en çarpıcı şeylerden biri, aslında spermi kuyruğundan ayırır .Yılanın kafasını koparmak gibi.
Kısa ismi IUD olan yani; (intrauterine contraceptive device): A device inserted into the uterus (womb) to prevent conception (pregnancy).
Yani bakır spiral (intrauterin) cihazdır. Doğum kontrol yöntemlerinin en etkilisidir.
Neden? Bir doktorun rahim içine ''T'' şeklinde bir bakır tel takmasını ve aniden hamilelik riskinin ortadan kalkması bir mucize midir yoksa çok derin kadim bir bilgi midir?
İlk RİA, Alman doktor Waldenburg'daki Richard Richter tarafından 1909 yılında geliştirilmiştir.
Ernst Gräfenberg ıse başka bir Alman doktor, Halka RİA geliştirdi.
Çalışmaları,Aryan kadınların doğum yapmaları için bir tehdit olarak kabul edildi ve Nazi rejimi sırasında yasaklandı.RİA araştırması daha sonra Grafenberg tarafından Almanya'dan ABD'ye götürüldü.
Jack Lippes,1950'lerde ABD'de RİA'yı geliştirdi ve 1960'larda Lazar C Margulies gelitirmeye devam etti ve RİA son halini 1960'larda bakır RİA buluşu ve ''T'' şekilli hale ABD'li hekim Howard Tatum getirdi.
Bakır spirali (RİA-Rahim içi araç) bu kadar etkili kılan mekanizmanın gizemini anlatacağım size.
Bakır iyonlarıyla ve vücuda girerken sperm ile nasıl etkileşime girdiklerini bilmek zorundayız.
BAKIR RİA, sperm katilidir ve “bakır sperm için toksiktir?”
Neden ? Çünkü yılan gibi kıvrılarak hedefe ulaşmaya çalışan Sperm'in kuyruğunu kopartır.Bakır toksitesi Sperm için ölümcüldür.
Bakırın gizemi hakkında daha önce hem kendi twitter @KaburgaAdam hesabımdan hemde burada blog kısmında detaylı bilgiler paylaşmıştım.
Bakır RİA'nın asıl amacı yumurtalıklar veya yumurtalarımız değildir, spermin kendisidir. Spermi hedefler!
Bakır çok etkili bir sperm öldürücüdür ve sperm, herhangi bir şeyi döllemeden ve bir bebek doğurmadan önce öldürülür. Fakat bakır, özellikle üreme sisteminin diğer bölümlerine zarar vermeden sadece spermler için zehirlidir..!
Benim şimdiye kadar kanda bakır oranları,kan hakkındaki,
dişi-erkek,üreme,mitoloji-Yaratılış karışımlı yazılarım aklınıza gelebilir.
Çünkü bu konu benim anlattığım konularla alakalıdır.
'T' şeklindeki RİA, bakır iyonlarını serbest bırakarak çalışır.
1972'de yapılan bir sıçan araştırması; bakırın, uterusun "boynuzuna" konulmasının geri kalan sistemi etkilemediğini gösterdi . Yani meali, bakırın kadının kendi üreme sistemine bir negatif etkisi olmadığı.
Mitolojide Boynuz,Boğa,UTERUS,Üreme,Doğurganlık ve'T' sembolleri düşündürücüdür.
UTERUS - TAURUS - TAU
Sperm için asıl sıkıntıya neden olan Bakır iyonlardır. Bakır bir RİA'nın iyonları sperm için tamamen toksik bir ortam oluşturur.
Her şey doğrudan saldırı ile ilgili değildir. Spermlerin minik kurbağa yavrularına benzediği hatırlanarak ve bir yumurtaya girmeye çalışmak için "yüzmek" zorunda olduğu hatırlanarak,bakır iyonları, spermin “hareket kabiliyetini'' ciddi şekilde engeller. Bu etki, fallop tüplerinize kadar taşınır .Bakırın yaptığı en çarpıcı şeylerden biri, aslında spermi kuyruğundan ayırır .Yılanın kafasını koparmak gibi.
Bakır RİA sadece spermi öldürmez. Bakır, servikal mukusun kalınlığını da değiştirir, spermin geçmesini zorlaştırır, ancak rahim ağzındaki mukustaki bakır seviyesi de spermin gerçekten nüfuz edemediği anlamına gelir .
Bakır sadece kadınlar için etkili bir sperm öldürücü değildir. İran'daki 232 kısır erkeğin araştırılması, hepsinin vücutlarında yüksek seviyede bakır bulunduğunu, yani bakırın erkeklerin doğurganlığı için ciddi ve karmaşık bir faktör olabileceği sonucuna vardı.
Bakır eksikliği olanlarda demir absorbsiyonu bozulur ve ağır bakır eksikliği
durumlarında anemi görülür. Son yıllarda bakırın kanserdeki rolü
üzerine yapılan çalışmalarda,kanserli hastalarda serum bakır seviyeleri yüksek bulunmuş fakat bakır yüksekliğinin kanser
oluşması üzerine olan etkisi tam olarak
açıklanamamıştır.
Serum bakır miktarı gebelikte kadınlarda yükselir.Serum bakır düzeyi gebelik süresinde 2-3
kat artar.
İnsanlarda bakır
eksikliğine bağlı birçok klinik durumlar tespit edilmiştir. Prematürite, malnütrisyon,
malabsorbsiyon, kronik diyare, hiperalimentasyon, uzun süre diyetle yetersiz
bakır alan ve sadece sütle beslenen
çocuklarda bakır eksikliği olabileceği
gösterilmiştir.
Prematür çocuklarda bakır eksikliğinin
sık görülmesinin nedeni muhtemelen bunlarda karaciğer ve dalakta bakır depolamasının az olması ve de bu çocukların
uzun süre sadece sütle beslenmek zorunda
kalmalarıdır. Ayrıca yetersiz protein
alınması da bakırın taşınması ve depolanmasında yetersizliğe neden olarak
bakır eksikliği oluşturabilir
İnsanlarda bakır fazlalığı durumunda Wilson (Hepatolentiküler Dejenerasyon), akut ve kronik bakır toksisitesi gibi klinik durumlar oluşabilir.
Serum bakır düzeyi normalde kadınlarda, erkeklerden fazladır.Bakırın memelilerdeki biyokimyasal fonksiyonu 1928 yılında
Hart ve arkadaşlarınca ortaya konulmuştur. Bu çalışmada Bakır'ın
demirle birlikte normal eritropoiez için temel oluşturduğu tesbit edilmiştir.Bundan sonra bu element üzerindeki araştırmalar yoğunluk kazanmıştır.
Think Thank
@KaburgaAdam
27.11.2019
Yorumlar
Yorum Gönder