JAPONCA,UZAKDOĞU MİTOLOJİSİ,TÜRK MİTOLOJİSİ,MU,MAYA,HAÇ, OZ DAMGASI,SEMBOLİZM

JAPONCA,UZAKDOĞU MİTOLOJİSİ,TÜRK MİTOLOJİSİ,MU,MAYA,HAÇ,
OZ DAMGASI,SEMBOLİZM

God; deity; spirit, soul; mind (Japonca Kanji) = かみ (Hiragana)
(Shinto, Japanese religion) = a spirit
Different branches of Christianity use different terms for God:
(shén) and 上帝 (Shàngdì) are used by Protestants.
天主 (Tiānzhǔ) is used by Roman Catholics
ya da 田,中 Tarla
woman, female= 女 Derived from 男=Otoko (Male),Old Japaneese
=Onna=Female
女王 = Queen
(Kanji)=Man,Male,Adam,Nan,Dan(Japonca)= 남=Korece Nam.
男人 = Adam,Man
(hiragana おとこ),Man,Adam
= Li,Kuvvet,Force,Enerji,Newton SI birimi ( Kanji)
(Japaneese Katakana)= soyundan.


下男 = Erkek hizmetçi

Husband( Koca): 夫 (otto)
男色= male homosexuality ,Erkek Homoseksüelite.
= Color,renk,Skin color,ten rengi,character tone,tune,lust,physical appeal kind, appearance,görünüm, type,variety, kind, visible objects,Counter for colors,visible objects,Rupa( Form)
Rupa Form, alşimistik bir madde olabilir, Rupa denen madde bilim dünyasında “programlanabilen madde” (programmable matter) olarak geçiyor. Bu madde bulunduğu alandaki beyinsel enerjinin frekansına göre şekil alıyor. Böylece maddenin yoğunluğuna ve karışım şekline bağlı olarak karşısında duran insan neler düşünüyorsa o düşüncelerin şeklini alıyor.
Yeni insan tipi.Programlanabilir madde? Simya.Simya formları,zihinsel formlar,anti madde bu mu acaba? Maddeye karşı anti-madde.
In Buddhism and Hinduism, rūpa means 'image' to the eye and generalized to mean all sensual 'form' whether sound, smell, taste, touch, or  thought. Hindu felsefesinde insanı ve ilahi varlıkların görünüşüne verilen ad.
Neyse devam;
Mesela 色光 sè guāng, colored light.

Batı dillerinde haç karşılığı olarak Latince crux köküne dayanan cross (İng.), croix (Fr.) ve kreuz (Alm.) kelimeleri kullanılır. Grekçe’si stavros olup Türkçe’ye istavroz biçiminde girmiştir. Grekçe’de stavros başlangıçta Homeros’un da kullandığı şekliyle “direk, sivri uçlu kazık, sırık” anlamına gelirken daha sonra haç karşılığında kullanılmıştır (Bauer, s. 764-765).
sembolik değeri bulunan haçın değişik şekilleri olup başlıcaları şunlardır: 1. Grek haçı (crux quadrata). Bu haçın kolları birbirine eşittir (+). 2. Latin haçı (crux immassa). Bu haçın alt kısmı uzundur (†). 3. Tau haçı (crux commissa). Bu haç “T” şeklinde olup buna “St. Antony haçı” da denilmektedir. 4. St. Andrew haçı (crux decussata). Birbirine çapraz iki koldan oluşmaktadır (×). 5. Kulplu haç (crux ansata). Bu haç Latin haçı şeklindedir, fakat üst kısım ovaldir ( ). 6. Gamalı haç (crux gammata). Grek haçı şeklinde olup kolları Grek alfabesindeki gama harfine benzemektedir ( ). 7. Malta haçı. Dört kolu eşit ve uçları çentiklidir (✠). 8. Lorraine haçı. Yatay iki veya üç kolu bulunan haçtır ( ). 9. Kelt haçı. Latin haçı biçimindedir, ancak kolların kesiştiği yer daire içinde bulunmaktadır ( ). 10. Peter haçı. Latin haçının ters şeklidir ( ). 11. Papalık haçı. Latin haçı biçiminde ise de üç adet yatay kolu vardır ( ).
Japonca ile   ne kadar benziyor birbirine.
Kolları birbirine eşit olan haç uzayın temel yönlerine doğru bir yayılımı veya açılımı ifade eder. Bu haç, Sumerler ve Asurlular’da göğü ve onun tanrısı Anu’yu sembolize etmekteydi. Ayrıca kolları eşit haç + dört elementi de temsil etmiştir.
Orta Amerika, Meksika ve Peru’da rastlanan eşit kollu haç dört ana yönü göstermektedir. Uzakdoğu kültürlerinde ise eşit kollu haç yeryüzünü ifade eden bir kare içine çizilmektedir. Yukarıda anlatmıştım;
ya da 田,中 =Tarla
Mesela Kızgızistan saymalıtaş;
Bu kez yuvarlak daire içinde + şekli mevcuttur.

 ------------------------

                       Yazının evrimi gibi →
=T,Tau
mesela burada kare içinde artı varken,Türk damgalarında daire içinde artı vardır.

(Kanji)=soil,earth,ground,clay,
Türkiye
浄土= Pure land,Cennet
率土 【ソット】 face of the earth
土方 =İşçi,çalışan adam,yapıcı.
郷土 【キョウド】 native place, birth-place, one's old home.
-------------------------------------------------------------
Mesela Mu sembollerinde de;
Daire içinde + mevcuttur.


Ama Mu sembollerinden kare yaşadıkları dünyayı yani evi sembolize ediyor,karenin üzerindeki Üçgen ise evin çatısı,yani dünyanın çatısı üçgen sembolize edilmiş.



Sembol, anlatmak istediği fikri, kısa, en kesin ve en belirli şekilde ifade eden bir işaretti.
Bu nedenle anlatılmak istenenler taşa,duvara kazılarak yapılmış,sanki sözün sesiz hali.
Sembolizmin en büyük iki özelliği; bir bilgiyi içermesi ve bir bilgiyi saklamasıdır. Bilginin bu şekilde saklanışı tüm insanlar için ortak bir dil haline gelmektedir.
O zaman bir zamanlar insanların ortak dili sembolizm denebilir mi?
Bence denebilir...
Pek çok kadim uygarlığın ve günümüz uygarlıklarının mitolojilerini gerçek anlamda incelediğimizde aslında hepsinin sembollerle anlatılmış gerçek bilgiler olduğunu görebiliriz
Daire, Eşkenar Üçgen ve Kare Mu da kullanılan ana semboller.
Mesela, Daire içinde nokta ise güneş sembolize edilmiş.
Eşkenar üçgen ilk üç sembolden birisidir. Üçgen cenneti temsil etmek için de kullanılıyordu.Karenin yani kara parçasının üzerindeki gök çatı olarak betimlenmiş olabilir.
Semboller üçlüsü dört kenarlı karedir. Yeri, dünyayı simgeliyordu. Dört köşe de dört ana yönü; Kuzey, Güney, Doğu ve Batı’yı simgeliyordu. Zaman zaman kullandığımız “Dünyanın dört bir köşesi” terimini düşünecek olursak, bunun da bize ilk insandan bu yana gelen kavramlardan biri olduğunu söylemek mümkündür.
Daire içinde daire sembolü ise, çember sonsuzluğu ifade etmesi muhtemel yani sonu ve başlangıcı olmayan sonsuzu ifade etmesi. Burada iç daire, bu daire bazen ortasında bir nokta ile ifade edilir. Esas orjinal sembol daire sembolüdür. Dış daire evreni,iç daire ise yaratılmış olanı sembolize edebilir, ya da içten dışa doğru arayışı,ya da dışarıdan gelip içi arayış olabilir.
Labirent gibi düşünülebilir. Nereden gelip nereye gideceğimiz, nerede ne bulacağımız şekli olabilir.
Daire içindeki ‘H’ harfi 4 gücü sembolize ediyor.Bu sembolün anlamı Oz damgasında da mevcut.
Mesela,Türk inancında evren üç bölümden oluşur: “Üst Dünya” (Gök) – “Orta Dünya” (Yer) – “Alt Dünya” (Yer Altı). “Yaşam Ağacı” bu üç dünyanın tam göbeğindedir ve onları birbirine bağlamaktadır. Bu üç dünya arasında geçişler için köprü görevi görmektedir. Bu nedenledir ki “Şamanlar” göğe bu ağaç aracılığı ile yükselirler.
Ben burada ‘H’ harfinde de aynı şeyi görüyorum.
Yer altında (Alt Dünya) sürüngenler yani karanlık ve kötülük; yeryüzünde (Orta Dünya) dört ve iki ayaklı hayvanlar, insanlar ve bitkiler; gökyüzü ve ötesinde (Üst Dünya) ise kanatlılar ve kutsal varlıklar bulunur. Bu nedenledir ki genellikle efsanelerde üst dünyadakiler orta dünyaya kuş kılığında, alt dünyadakiler ise yılan kılığında gelirler.

Alt dünya,üst dünya ve orta dünya,sanki orta dünyadan birbirine geçiş var gibi.


H sembolüne Göbeklitepe’de de rastlıyoruz.
   =Japonca =ha

"VİTRİOL" kelimesi; Vitriol, Latince'de "VisiCa İnteriora Tellus Rectifacando İnveniens Occultam Lapidem" kelimelerinin baş harflerinin birleşimi olan bir kelimedir. "Dünyanın merkezini ziyaret et. Orada gizli taşı (Felsefe Taşını) bulacaksın" anlamına gelen bu kelimenin Ezoterik açılımı "her insanın hakikati kendi içinde bulacağı" şeklindedir.
















İşte bu ezoterik açılım yani Vitriol, ''Westworld'' ve ''Atiye'' dizilerinin ana omurgasını oluşturuyor bana göre.




#Westworld dizisindeki 3 kat,3 farklı senaryoyu iç içe sokmuş durumda yani 3 katlı bir senaryo mevcut.
3.Underworld;Araştırma bölümü, AI'lerin onarılma bölümü,tekrar programlanma,onarılma katı
2.Middleworld; Park'ın kendisi,AI lerin yaşadığı kat,upper world'den gelen misafirlerin eğlendiği kat
                                                                                    1.Upper;İnsan'ların&Parkın sahibinin, yaratıcılarının yaşadığı kat.Bu şekle çok benziyor.                       













                                   Saymalıtaş Spirali;

Keza Japonca da yukarıda bahsettiğimiz;
ya da 田,中 =Tarla toprak,dünyayı sembolize ettiği aşikar.Özellikle doğu kültüründe.

Kulplu ‘+’ Mısır’da rastlanan haç şekli olup hiyeroglif yazısında ankh diye okunmakta ve “hayat” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda “hayatın anahtarı” diye de adlandırılan bu haç motifi Eski Mısır’da tanrının, rahibin veya kralın eline tutuşturulmuş olarak tasvir edilmekte, hayatı ve yaşamayı sembolize etmektedir.






“T” şeklindeki haç Grekçe’deki “T” harfine benzediği için “T (tau) haçı” olarak adlandırılır ve menşei Mısır’daki kulplu haça kadar çıkar. Gamalı haç, dört dik açı oluşturacak şekilde haç kollarına eklenen tâli hatlardan oluşmaktadır. Grekler arasında Kıbrıs, Rodos ve Atina’da, ayrıca İtalya’da rastlanmaktadır. Hindistan’da bu haç kollar sağa doğru ise swastika, sola doğru ise sauvastika adını alır. Budistler gamalı haçı Buda’nın ayak izleri üzerinde kullanırlar. Çin’e ve Japonya’ya Budizm ile birlikte girmiştir. Tang sülâlesinden İmparatoriçe Wu swastikanın güneş işareti olarak kullanılması için emir vermiştir. Hint mitolojisinde swastika erkek prensibi ve tanrı Ganesa’yı, suvastika ise dişi prensibi ve tanrıça Kâlî’yi temsil eder.

J. Churchward: ” T şeklindeki sembol,  Mu anakıtasını simgeler. İnsanlığın doğduğu ve yayıldığı  anayurdu gösterir.” Diyor.









‘T’Harfinin Mu ve Maya’da kullanımı.

‘T’ ‘TAU’ ‘TAURUS’TOROS’-TOROS Dağları mesela.!
Tau,Mu’nun yüksek tepeleri,dağları,dağın tepesi olma ihtimali.
Uygurca ‘TEO’ nun ‘TAU’ dan gelmesi benzerliği. Uzak Doğunun Tao felsefesinin kökleri, Uygur İmparatorluğunun “Teo” inancına benzerliği. ‘TEOMAN’ !
Oğuz Kağan destanının sözlü anlatımlarda,Oğuz’un babası Ay tanrı,Annesi de Ay tanrıçası olduğu ifade edilmiş.Bu ifade ile Ay tanrısının boğa’yı ifade etmesi doğal.Keza boğanın boynuzları.Oğuz Kağan’ın tasvirlerinde boynuzlu olarak resmedilmiş.Tau-Taurus!
Keza ‘Alp’kelimesinin boğa-Öküz anlamına gelmesi.Alef/Aleph.Ters ‘A’ ,A harfinin ters çevrilmiş hali Öküz boynuzu olması. Arapça elif, Yunanca alfa (α), Astronomide elif, yer ile göğü birleştiren atmosfer tabakası...
“Arzı boynuzunda taşıyan öküz” ve dünyayı ayakta tutan sır mıdır? Yunan mitolojisinde dünyayı sırtında taşıyan Atlas figüründe olduğu gibi.
Yunanca “beta” (β), İbranîce “beth” (ב) ve İslâm alfabesindeki “be” ve  yine Fenike alfabesindeki “be” harfi, “vav” ile aynı şekildedir, anlamı evdir. Beta ve beth’in aslı, Arapça “beyt-ev” kelimesidir. Türkçe “ev” kelimesi de, b-v dönüşümü ile “eb”den gelmektedir.
Türklerin savaşçı ruhu ise Boğa’dan yani boğanın kırmızı gözünden gelmektedir.
Kırmızı ise arınmanın ve ateşin sembolüdür.Ateşin,Tanrı ülgen tarafından insanlığa verildiğine inanılır.
Destanda Oğuz Kağan’ın ilk eşi olan UMAY’ın parlaklığını anlatmak için ‘Kutup Yıldızı’ betimlenmiştir.
Şamanizm’de kutsal aleme Kutup yıldızından geçildiğine inanılmaktadır.
Altay destanında ise,Oğuz’un evlendiği kızlar,şamanların atası olan Büyük şamanların kızları olarak görülmüş ve Altay soyu bu birleşimden türemiş.ALTAY efsanesinde şamanların büyük atası olarak Oğuz görülmüş.Tanrı Ülgenin kızları ise UMAY ve KUBAY,oğuzla birleşmişler.
Nysa,dağ anlamına gelmekte imiş. Nysa, Aydın ilinin Sultanhisar ilçesi sınırlarında yer alan bir antik kenttir. Sultanhisar ilçesi sınırları içindeki Karia kentlerindendir.
Nysa dağına adını veren bir peri kızı.. çocukken Dionysos'u bu dağın perileri büyüttüğü söylenirmiş.Diyonisos olimposun tanrısı.Olimpos=Dağ.
Altay ; dağ adı tau şeklinde söylenir, Altay kelimesi aslında Altau yani Aldağ’dır. Al kanın hayatın simgesidir. Al-TAU,Kırmızı Dağ,ALADAĞ!.
Peki bir parantez açıp bir onu gireceğim,bu konuyu başka bir makalede çok uzun anlatacağım ama kısaca burada değinmek istiyorum.
Dağ insanları önemlidir ve mistik bir bilince,inanca sahiptir.Tufanda büyük gerileme yaşayan insanlar dağlarda hayatta kalmıştır.
Peki dağlarda gerçekte ne oldu insanlara?
Yükseldikçe basınç azalır. Bunun nedeni, yükseklere doğru çıkıldıkça Atmosfer’i oluşturan gazların yoğunluklarının yer çekimi etkisiyle azalmasıdır. Basınç ile yükselti arasında ters orantı vardır. Zamanın Hızlandığı ve Yavaşladığı Yerler.
Einsten'a göre (genel görelilik kuramında) yüksekte yaşayan biri daha aşağıda oturan birine göre az yaşlanır. Ki bugünkü karadeliklerin üzerinde en çok durulduğu nokta bu... Çok büyük bir kütle çekim kuvvetine sahip olan karadelikler zamanı bükerek farklı evrenlere geçiş yapacağı düşünülüyor.
Bir teoriye göre yerçekimi arttıkça zaman da yavaşlamaktadır.Dağlar, yüksek yerler yerçekiminden uzaklaşır,mesela uçaktaki insanlar bir anlamda dünyadan uzaklaşarak yerçekiminden kaçar bu durumda nano boyutta olsa bile zaman daha hızlı akar.Yerçekimi kuvveti zamana hükmeder ama zaman bir madde değildir.. :) Peki zaman nedir? Bunu başka bir araştırmada inceleyeceğiz..
-------------------------------------------------------------------------
Japonca,Kanji =Ten yani 10 sayısı.Yunanca X.
Xi-Doğmak,görünmek...( Mesela,The economist 2020 kapağında atıfta bukunulmuştu)
十日=10 Gün
ウて=Te
(Hiragana)/ katakana =Chi-Çi-Ti, Doğumdan sonra vücuda giren "edinilmiş chi" vardır. Chi'nin kanın komutanı olduğunu, ancak kanın chi'nin annesi olduğunu söyleniyor. Bu, chi'nin bulunduğu her yerde kanın geleceği anlamına gelir. Öte yandan, chi'yi besleyen kan.Chi=Kan/Blood. Tüm yaradılışın özündeki, şeklini , oranını ya da mutlak kaynağını bilemediğimiz yaşam enerjisidir. Buna “kozmik soluk” diyebilirsiniz. Tüm canlıların içindeki evrensel yaşam gücüdür. Bizi diğeri ile ortak kılan ve farklarımızı ortadan kaldıran temel enerjidir. Chi döngüsel niteliklidir. Chi; Tao, yin, yang, elementler, yüksek ben gibi kavramlar ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Tao ‘ nun sözcük anlamı “Yol” ‘ dur. Bu yoldaki her şey , döngüler ve hareketler chi ‘ nin etkisiyle gerçekleşir. Chi hissedilen varolma gücüdür.Yunan alfabesinde ‘X’ile gösteriliyor.
= Hiragana (Ta)
Tarih boyunca birçok medeniyet tarafından kullanılmış olan Gamalı Haç'ın yani Oz Damgasının biz Türkler içinde bir önemi bulunmaktadır. Kültürlere göre yorumlama ve kullanma tarzı olmuştur. Sembole farklı farklı anlamlar yüklenmiştir. Eski Türkler; Sağlık, mutluluk,sonsuz güç ve öbür dünyada yeniden dirilmeyi ifade etmektedir.









Haç motifi Mezopotamya’da milâttan önce 3000’lerden beri kullanılmıştır. Asurlular ve Sümerler’de dört eşit kollu haç Tanrı Anu’nun işareti, Mısır’da ise sonsuz hayatın sembolü idi. Asur Babil kültür çevresinde hayat ağacını, Anadolu’da Hititler arasında sonsuzluğu sembolize etmek üzere kullanılıyordu. Bu haçın Bronz çağı Kafkasya’sından İrlanda’ya kadar yayıldığı bilinmektedir. Milâttan önce 4000’den beri Hindistan’da Mohenjo Daro’daki mühür ve kaplar üzerinde bol miktarda Svastika motifi bulunmuştur. Bu motif Hinduizm’de her şeye hâkim olduğunu ifade etmek üzere Vişnu’nun sembolü olarak kullanılırdı. Budist gelenekte haç Buda’nın ayak izini sembolize eder. Haç Tibet’te prehistorik devirlerden beri ölümsüzlüğün sembolü olarak kullanılmış, Çin’de bolluk ve bereketin sembolü olmuştur. Güney Amerika’da Peru’daki Chavin de Huanter Tapınağı’nın galerileri haç şeklinde inşa edilmiş, bu tapınağın duvarlarında, ayrıca Meksika’da Palenque’deki Maya kalıntılarında haç biçiminde şekiller bulunmuştur.
Yeni Ahid içerisinde haç (stauros) kavramı sadece kullanılan materyale delâlet ederken Paul ile ortaya çıkmaya başlayan haç teolojisi kilise babaları tarafından geliştirildi. Irenaeus’a göre haç kozmik hakikatin gözle görünür halidir. Haç üzerinde idam edilmek suretiyle Îsâ kozmosu betimlemiş.
Avrupalılar’a göre Haçlı seferlerinin ortaya çıkışının temel sebeplerinden biri Îsâ’nın haçını ele geçirmektir. Bu ele geçirme işi o kadar etkili olmuş ki bu seferlere “haçlı seferleri” (expeditio crucis), XII. yüzyıldan itibaren savaşlara katılan gruplara da “haç ile işaretlenen” (crucesignati) adı verilmiştir. Bugün Batı’da Haçlılar karşılığında kullanılan “crusaders” ve “croisades” kelimeleri bu ikinci kelimeden türemiştir. Savaşlara katılan herkesin omuzuna özel bir merasimle kırmızı haç motifi dikilirdi.
Hıristiyan ikonografyasında haç Îsâ’nın hem ölümünü hem de mevcudiyetini ifade etmektedir. Kilisece kullanılan haç türlerinden “T” şeklindeki haç bir kazığa bağlanmış yılanı, yani kurbanla,üstünlüğü çalınan ölümü sembolize etmektedir.
Tek çaprazlı haç İncil haçıdır. Bu haçın dört kolu dört unsuru, dünyanın her tarafından Mesîh’in cazibesine kapılıp gelen insanları, insan ruhunun faziletlerini ifade etmektedir. İki kollu haçta üstteki kol Pilatus’un “Nâsıralı Îsâ, yahudilerin kralı” tabelasını, alttaki ise Mesîh’in kollarını göstermektedir. Üç kollu haç kilise hiyerarşisinde bir semboldür ve papalık tacına, kardinal külâhına ve piskopos âyin başlığına tekabül etmektedir. XV. yüzyıldan itibaren sadece papa üç kollu haç taşıyabilmektedir. İki kollu haç kardinale ve başpiskoposa, tek kollu haç ise piskoposa aittir.
Duadan sonra haç çıkarma âdetinin ilk defa ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Haç çıkarma işlemi özellikle günahlara tövbe ritinden sonra yerine getirilir. Katolikler haç çıkarırken ellerini önce alın kısmına, ardından göğüs ve daha sonra da sol ve sağ omuzlar hizasına koyarken Ortodokslar önce alın kısmına, sonra sırayla sağ ve sol omuz üzerine getirirler. Protestanlar haç çıkarmaz; Lutherci Protestanlar ise yalnızca toplu kutlamalarda haç çıkarır.

Konuların,sembollerin sonu elbette yok,her sembolü derinlemesine incelemeye de gerçekten vakit yok ama ez azından fikir vermesi amacıyla bazı sembolleri burada incelemiş bulunuyoruz.
Semboller önemlidir ve bana göre insanların bir zamanlar ortak dili de sembolizm idi.
Diller karıştırılmadan önce tabi ki...!

Think Tank
@kaburgaadam

Yorumlar