NEFİLİMLER DÜŞMÜŞ MELEKLER Mİ KÜSMÜS MELEKLER Mİ?

İnsanların, düşmüş meleklerin ve Nefilimlerin tam olarak kim olduğuna dair soruları var. 

Annunaki (Eski Uzaylılar) ve "Kara Başlı" İnsanların Yaratılışı hakkında çok 

Sorular var...

Yeryüzüne inen meleklerin hikâyesinini şeytan olarak ve onun takipçileriymiş gibi karıştırılması ve başlangıçta yaşanması nedeniyle ortaya çıkıyor.

 Bu inanç ve kafa karışıklığı, hikayenin zaten var olan dünyadan insan kadınlarıyla devam etmesi gerçeğiyle daha da artmaktadır.

Temelde, Sümer tabletlerinin farklı öykülerinin ve kutsal kitapların, olayların ve gerçeklerin gerçek sıralamasıyla karıştırıldığı anlamına gelir; eğer biliniyorsa, bu öyküleri sıraya koyacaktır. 

 Annunaki'yi tamamen ahlaksız, egoist, acımasız ve uzaylı insanımsı ırklardan oluşan bir ırk olarak mı görmek yoksa yaraticı olarak mı görmek,işte bütün mesele bu.

Anunnakiler (ki'si var mı ek olarak bilmem ama Anunna kesin) Teknolojik olarak gelişmişlerdir, ancak duygusal olarak çok olgunlaşmamışlardır.

Yeryüzünde yarattıkları sorunlar, kendi yaptıklarının yansımasıydı. Başka bir deyişle, yeryüzünde meydana gelen korkunç şeyler, yaşama ve yürütme biçimlerinin ve başkalarıyla etkileşimlerinin doğrudan sonucuydu.

Mutlak en kötüsü, sorunlara neden olan şeyleri her yaptıklarında suçu değiştirip insanları öldürmeleriydi. Yani suçu ya birbirlerine atmak ya da başkalarına suçu yapıştırmayı sevdikleri belli.

Taqiyya kavramı onlardan çıkmış olabilir,çünkü takiyye gizlemek amacıyla yapılır.

Kendi yarattıklarının dertlerini bir kez olsun düşünmediler....dinlemediler bile.

Enki ve Atrahasis'in tabletlerine bakmadıysanız ve okumadıysanız, oradan başlamalısınız.

Bir Annunaki lideri, başka bir Annunaki'ye ayrıcalık tanımaz, bu yüzden daha sonra kırılmayı ve intikam almayı düşündü. İntikam için yardım arayacaklardı ve bu, daha fazla Annunaki'nin işin içine girmesine ve sözde "tanrılar" arasında bazı hile veya savaşlara yol açacaktı. Bu genellikle "tanrılar" arasında oldu. Makul bir insan, en azından devler insanları yutmaya başladığında tüm saçmalıkları durduracaklarını düşünürdü, ama hayır, tüm fiyasko ancak atom bombası dediğimiz şeylerden birkaçının kullanıldığında doruğa ulaştı.

Göreceğiniz gibi, düşmüş melekler ve Nephilim ile olan bu durum, Annunaki “tanrılarının” ahlaksızlığına bir istisna değildir. O kadar karmaşık hale geliyor ki anlamak zor.

Annunaki'nin yaklaşık 7 ila 8 fit arasında uzun olduğu söyleniyor. Boynuzlu miğferli resimlerde oturur vaziyette görülebilirler. Dünyalılar ayrıca boynuzsuz miğferlerle daha kısa olarak görülebilir. Oturan kişi ayakta dursaydı, diğerlerinden birkaç metre daha uzun olurdu.Bknz resim.


Bir Annunaki lideri olan Enki, Adem ve Havva'yı (başlangıçta kısır) yarattıktan sonra ve üreyebilen diğerlerini yarattıktan sonra, iki dünyevi insan kadınla cinsel ilişkiye girdi. Kadınlar çocuk doğurdu. Bir erkek ve dişi. Enki'nin erkek ve dişi çocukları ve dünyevi insan kadınları daha büyük zekaya sahipti. Daha uzun ya da daha uzun yaşadıkları anlatılan herhangi bir yazı mevcut değildi.

Erkek çocuğa Adapa adı verildi. Dişinin adı Titi idi. Bu yavrulara AdaMite insanları deniyordu. Rüzgarın yedi gündür esmekte olduğu bir hikaye var ve Adapa bundan bıkmış, durmasını diliyordu. Durdu.

 Enki, bu iki dünya insan kadınını kendi bencil nedenleriyle hamile bıraktı. İyi bir saf insan türü yaratmada umduğu kadar başarılı olduğunu sanmıyoruz, bu yüzden hile yaptı. İnsan soyunu iyileştirmek için iki dünya insan kadınla çiftleşti. Daha sonra çocukların dünyevi bir insan erkek ve kadın olduğunu iddia etti. Daha sonra ihanetini kardeşine itiraf etti.

Enki'nin kardeşi Annunaki yeryüzü komutanı Enlil bunu öğrendiği için öfkeliydi ve kardeşini öldürmek istedi ama öldürmedi. İnsanların yaratılışı, kanlarının insanlarla karışmasından bahsetmiyorum bile, onun için tabuydu.

Mükemmel bir insan türü yaratmama varsayımı, insanların karşı karşıya geleceği sıkıntıların miktarı ile kanıtlanmaktadır. Ya da bir insan erkek ve kadın, her doğumdan çarpıcı biçimde farklı yavrular üretebilir. Lloyd Pye  bu alanda çalışmalar yaptı ve yapıyor.

AdaMite insanları Adapa ve Titi çiftleşti. Çocukları ikizlerdi, Ka-in ve Abael (Cain ve Abel). Onlar ilk AdaPite insanlarıydı. İnsan yavruları olan ilk nesil insandı, ancak ebeveynlerinde bazı doğrudan Annunaki kanı vardı.

Dünya insanları yaratıldıktan sonra, bazen Igigi (dingirler) veya gözlemciler olarak adlandırılan 200 Annunaki adamı, bir düğüne katılmak için Mars altın aktarma istasyonundan Dünya'ya geldi. Dünyadaki insan kadınlarını duymuşlardı ve Mars'tan ayrılmadan önce bazılarını eş olarak almaya karar verdiler.

Onların da çocukları oldu. Bu yavrular devler veya Nefilim'di.

Bu yavruların, Enki'nin ve iki dünya insan kadınının yavrularından neden özellikle farklı, dev oldukları açıkça belirtilmemiştir.

Enki, AdaMite dünya insan kadınlarıyla çiftleşti. Yavru çiftleşti ve AdaPite yavruları yarattı. 200 Annunaki Igigi erkeği, AdaMite yeryüzündeki insan kadınlarıyla değil, AdaPite dünyalı insan kadınlarıyla çiftleşti.

Enki ve birinci nesil dünya insan kadınlarının Annunaki kanıyla yavruları vardı ve yavruları AdaMite insanlardı. Sonra AdaMite olan yavru ensestle çiftleşti. Çocukları ikizler Ka-in ve Abael'di (Cain ve Abel). Ka-in ve Abael'in kiminle çiftleştiği bilinmiyor. Sadece AdaPite insan erkekleri ve kadınları olduklarını belirtir. Başka bir deyişle, Annunaki kanı daha azdı.

Bir de Enki'nin yarattığı dünyevi insanlar var, kil bir kapta yeryüzü kanı (büyük ayak tipi insansı) ve Annunaki kanından oluşan yerli bir yaratıktı ve ardından gebelik için bir Annunaki dişisini hamile bıraktı.

Gördüğünüz gibi, çok bozuk bir gen havuzu yaratılmıştı, burada yeryüzünde yerli büyük ayaklı insansı tipte bir yaratığın genleri, Annunaki kanı, insan kanı ve sonra tekrar Annunaki kanı eklendi.

Tabletlerdeki ima miktarına göre, Enki'nin dünya insanlarını yaratmak için yüzlerce girişimde bulunması ve birçok farklı varyasyonla sonuçlanması çok olasıdır. Annunaki'nin ilk Adem ve Havva çeşidi olarak “siyah başlı insanlar” olarak adlandırdığı ifadeler var. Beyaz ve renkli gözlü insanlar da dahil olmak üzere başka cilt renklerinin de olduğu açıktır.

Ayrıca dünya insanlarının yaşam süresinin birkaç kez değiştiği, sonuncusu 120 dünya yıllık yaşam süresinden bahsediliyor. Bunun başka bir insan yaratımı yoluyla yapılması gerekip gerekmediğinden bahsedilmemiştir. Annunaki'nin sonsuz yaşam bahşettiği bir örneği var, bu yüzden yeni kreasyonlar olmadan mümkün olabilir.

Ayrıca, Adem ve Havva'nın yeniden üretemediğini de ekleyebiliriz. Daha sonra üreme yeteneğine sahip olmalarını sağlamak için bir enjeksiyon yapılmış olabilir (Annunaki DNA enjeksiyonu?). Durum böyleyse, O zaman insanların yaşam süreleri enjeksiyon yoluyla değiştirilebilir.

Ya da special bir manna ile...ne dersiniz?

Buradaki nokta, Enki'nin çok fazla deney yapmasıdır. Çok sayıda insan ve hayvan yarattı. Pek çok hayvan yarattı ve tek boynuzlu atlar, deniz kızları, pegasus ve minotorlar gibi hayvanlar yaratmış olabilir. Aslında bir zamanlar Enki'nin DNA deneyiyle var olmuş olabilirler.

Dr.Who adası gibi bir durum olabilir,hibrit türler,mitolojide karşımıza çıkan

Çok fazla sayıda insan başlı hayvan figürleri mesela!

Devler onları yediler kavramı....Artık onları besleyecek yiyecek olmadığı belirtiliyor. Devler yeryüzündeki insanları yutmaya başladı.

Mesela westworld seyredenler bilirler,Dr.Ford un bir repliği vardı,Neandertalleri biz yedik diye!!

200 Annunaki erkekleri ayrıca eşlerine mistik bilgiler ve savaş gibi pek çok Anunnaki’nin yasakladığı, öğretmemeleri gereken gizli şeyleri öğrettiler.

Devlerin neden olduğu tüm kargaşa ve sıkıntılardan ve sırlarının öğretilmesinden dolayı, Mars altın aktarma istasyonundan 200 Annunaki Igigi erkeği düşmüş melekler olarak adlandırıldı.Çünkü insana bilgi vermek yasaktı.

Yasak çignenmişti...ya da yasak elma yedirilmişti insana yani bilgi elması.

Yeryüzüne geldiler ve yeryüzündeki insan kadınlarla çiftleştiler. Ama onların düşmüş melekler olarak adlandırılmalarının nedeni bu değil. Tabletler, bunu yapmakla herkesin başına getirdikleri sıkıntıdan kaynaklandığını ima ediyor.

Bu eğilimi Annunaki'de ve insanlarda görme eğilimindeyim. Doğru olmayan bir şey yaptıklarında, yaptıkları şeyin gerçekten kötü kısımlarından saklanma, mazeret gösterme ya da başka bir şekilde dikkati başka yöne çekme eğilimindedirler.

Bu durumda, en kötüsü, Annunaki'nin savaş gibi sırlarını bilen dev yavruların ve insanların, dünyaya gelip dünyayı insan kadınlarına verdiği bilgiler, Hikayeyi anlatıldığı gibi anlatmak kafa karışıklığına neden olur.

Bunun en büyük örneği Enki idi....

Düşünsene tüm vermemen gereken bilgi insan kadınlarına veriliyor..

Mesela Me tabletleri gibi,kader tabletleri,kozmik bilgi,yasak bilgi!

Annunaki gittiğinde Enki başından sonuna kadar yeryüzündeydi. Dünyadaki tüm hikayesini 14 tablete indirdi. Mars altın aktarma istasyonundan dünyaya gelen 200 Annunaki Igigi'den ve onların yeryüzündeki insan kadınlarını kaçırdıklarından bahsetti. Ama düşmüş meleklerden veya Nefilim'den bir kez bahsetmedi. Bu kafa karışıklığına katkıda bulundu.

Doğruyu söylemek gerekirse, Enki, düşmüş melek olarak etiketlenmesi gereken kişiydi. Bütün bunlara o sebep oldu. Ancak, kaderin kötülüklerine göre, Enki daha sonra Nibiru'daki Annunaki Kralı oldu.

Ancak çoğu zaman olduğu gibi, bu durum daha da karmaşıktır. Yeryüzünde bunca belaya, cinayetlere, savaşlara ve yıkıma neden olan Anunnaki Kralı'nın oğulları olan toprak komutanı Enlil ve kardeşi Enki, bir şekilde tarih meselelerini karıştırıp, 200 Annunaki Igigi işçisinin lideri Samyaza'yı yaptı. (ANZU).

MARDUK BABİL KULESİNİ KURUYOR

İgigileri ve onların soylarını dağılıp yayıldıkları topraklardan çağırdı ki, Marduk içinorada kutsal bir yer, gök gemileri için bir yer kursunlar! Takipçileri bu yerde toplandıklarında, inşaat için kullanılacak taş bulamadılar. Marduk onlara taş yerine geçecek tuğlaları nasıl yapıp ateşte yakacaklarını gösterdi. Orada dikmeye başladılar başı göklere erebilecek bir kuleyi. ( Kutsal kitaplarda geçen Babil)

( Yaratılış; 11 -1-Başlangıçta Dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı. 2- Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler. 3- Birbirlerine, ” Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar . 4- Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, ” Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.” )

ENLİL BABİL KULESİNİ YIKIYOR

Bu planı bozmak için derhal geldi Enlil, Marduk’u yumuşatıcı sözlerle yatıştırmayı denedi. Marduk ve Nabu’yu bu girişimden vazgeçirmeyi başaramadı Enlil. Nibru-ki’de topladı oğullarını ve torunlarını Enlil, ne yapılması gerektiğini birlikte düşündüler. Marduk izinsiz bir gök kapısı inşa ediyor ve bunu Dünyalılara teslim ediyor! Böyle diyordu Enlil oğullarına ve torunlarına.

Bunun olmasına izin verirsek, insanoğlunun erişemediği hiç bir şey kalmayacak! Bu kötücül plan durdurulmalı! dedi Ninurta; diğerleri de ona katıldı. Enlilci Anunnakiler Nibru-ki’ye geldiklerinde vakit gece yarısıydı. Gök gemilerinde ateş ve kükürt yağdırdılar yükselen kulenin tepesine. Kulenin ve tüm ordugahın sonunu getirdiler. Önderi ve takipçilerini dört bir yana dağıtmaya karar verdi Enlil.

TANRI!!! ENLİL İNSANLARIN DİLLERİNİ KARIŞTIRIYOR

Birbirlerine danışamasınlar, birlikleri bozulsun, diye Enlil şöyle buyurdu: Bundan böyle dillerini karıştıracağım ki, birbirlerinin konuştuklarını anlayamasınlar! ( tıpkı kutsal kitaplardaki gibi. Ama bir farkla! Orada Enlil tanrı oluyor. yani bunları kutsal kitapların tanrısı yapıyor) Dünya yıllarının sayılmaya başlamasından sonraki üç yüz onuncu yılda oldu bütün bunlar..

Enki öyleydi de,Enlil farklı mıydı?

Insan sesine dayanamayan Enlil,suda boğmaya çalışan Enlil..birlik olmalarına dayanamayan Enlil...

“Aşağıya inip onların dillerini karıştırıp dünyaya dağitalım ki bir daha birlik olamasınlar”

Dedi mi demedi mi?

Mars'tan gelip Hıristiyan İncilinde Şeytan olan şey Igigiler miydi?. Yeryüzündeki tüm sıkıntıların onun yüzünden olduğunu ima etmiş görünüyorlar. Hanok'un kitabı da onu özellikle Şeytan olarak adlandırır.

Qumran Devler Kitabında , Samyaza, bu yasaklanmış fuhuş aracılığıyla, babaların iki melez "dev" oğulları, Ohyah ve Hahyah'ı doğurur.

Sel, asi ve ölümcül devleri ve çok gürültü çıkaran insanları öldürmenin bir manastır vari anlatım yoluydu.

Annunaki, selden sonra toprağa dönüp yeniden inşa etmeye başlasa da, Nibiru atmosferi için daha fazla altın toplasa ve dünya komutanı Enlil'in Ortadoğu'nun önemli bir bölümünü harap eden bazı atomik tip silahları serbest bırakmasıyla sonuçlansa da, Samyaza hala tarihsel Şeytan. Nihai kurban olarak etiketlenebilecek biri varsa, o oydu.

Yaratılış 

 Ve insanlar yeryüzünde çoğalmaya başladığında ve kızları onlara doğduğunda, üreyebilen dünyalı insanların yaratılışı gerçekleşti.

 Tanrı'nın oğulları, erkeklerin kızlarının adil olduklarını gördüler; ve onları seçtiklerinin eşlerini aldılar. Mars altın aktarma istasyonundan 200 Annunaki Igigi, dünyalı insan eşlerini aldı. Bu 200 Annunaki Igigi aynı zamanda düşmüş melekler olarak da anılır.

 O günlerde yeryüzünde devler vardı; ve ondan sonra, Tanrı'nın oğulları insanların kızlarının yanına gelip onlara çocuk doğurduklarında, aynı kişiler yaşlı, ünlü adamlardan güçlü adamlar oldu. Devler veya Nephilim, dünyalı insan kadınlarının ve 200 Annunaki Igigi'nin yavrularıydı.

Sümerler ve Akadlar Siyah mı beyaz mı tartışmaları;

Sümer-Akad çalışmalarının yükselişini çevreleyen ilim tarihine bakmalıyız. Sümerler, Akadlar, Asurlular ve Elamitler üzerine yapılan çalışmalar, Henry Rawlinson (1851) tarafından çivi yazısı yazısının deşifre edilmesiyle başladı.

 Rawlinson'ın zamanında (aglutinative Turanian konuşan) Sümer halkı Akad veya Keldani olarak tanınırken, Sami dili konuşan siyahlara Asurlular deniyordu.

Rawlinson, bu Akadları Turan veya İskit halkı olarak tanımladı. 

Rawlinson'ın en büyük destekçilerinden biri Edward Hincks'ti (1792-1866). Hincks, Rawlinson'ın çalışmalarına devam etti ve kadim grubu Kaldeliler olarak tanımladı ve onlara Turanyalı konuşmacılar dedi. Hincks, yine de etnik kökenlerinden hiç bahsetmedi.

Oppert, Sümerlerin çağdaş Altay ve Turanca konuşan insanlarla, örneğin Türkler ve Magyar (Macar) konuşan insanlarla ilişkili olduğu fikrini popülerleştirmeye başladı. 

Oppert, bu fikri desteklemek için Sümer ve Altay dilleri arasında tipolojik özelliklerin var olduğuna işaret etti. Bu özellik aglütinasyondu.

Sümerleri çağdaş Turanca konuşanların soyundan gelenler (yani atalar) olarak tanımlarken, genetik olarak ilgili kelimelerin miktarı Sümer sözlüğünün önemli bir bölümünü oluşturduğu idi.

 Rawlinson  araştırması Sümer halkının Turanian olarak tanımlanmasına ilişkindi.

 Rawlinson'ın daha önceki araştırmasına göre bunların akraba olduğunu bildiği için.

Oppert'in Turan kökenli Ki-en-gi (Sümerler, Kangarlar) olduğunu öne süren Rawlinson'ı hiçbir zaman eleştirmemesi bazı gözlemcilere garip geliyordu.

Annuna'larin bütün işlerini hayatını tabletlere çivi yazısı ile yazabilen birileri yürek yemişti galiba...Korkusuz Turan halkı.

 Oppert, o sırada hala hayatta olan Rawlinson'a saldırmadı çünkü Rawlinson'un Sümerlerin orijinal İskit ve Turan halkı olduğunu söylediğini biliyordu. 

 Oppert için, çivi yazısını deşifre eden Rawlinson ile bu konuyu tartışmış olması, Semitlerin Siyah olduğu gerçeğini kabul etmesi gerektiği anlamına gelirdi. 

Örneğin, Francois Lenormant (1837-1883), Rawlinson'ın araştırmasının ardından, Elamite ve Sümerlerin genetik olarak ilgili dilleri konuştuğunu açıkça ortaya koydu. 

Sonuç olarak Oppert, Sümer dillerinin, Altay dilleri ile tipolojik özellikler paylaşmasına rağmen dünyada konuşulan diğer dillerden izole edildiği efsanesine başladı. Oppert, Fransa ve Almanya'daki önde gelen üniversitelerin çoğunda Akadca-Sümerce ders verdi. Öğrencilerinin çoğu kısa süre sonra Akademiye hakim olmaya başladılar ya da Sümer ve Akad çalışmalarında kürsü düzenlediler, bu araştırmacılar (genellikle sadece Avrupa merkezli akademik okulun içinde bulunan) Elam ve Sümer dillerinin birbiriyle ilişkili olmadığı mitini sürdürmeye devam ettiler.

Metinsel kanıtlar, Oppert'in Sümer ve Türk dilleri arasındaki tipolojik ilişkili tartışmaya başladığını da açıkça ortaya koyuyor (Rawlinson, Sümerler-Akadları Turan veya İskit halkı olarak tanımladıktan sonra). Ayrıca Mezopotamya ve İran Semitlerinin, Asurluların ve Akadların da kendisi gibi "beyazlar" olduğu fikrini üretti, olmadığını ve kıvırcık saçları olduğunu söyleyebilir. Tarihte bu beyin yıkama ve Siyahların beyazlaşması veya başka fikirlerce beyazların siyahlaştırılması süregeldi.

Birilleri Sümerleri “beyaz” yapmaya çalışırken başkaları sümerleri zenci yapmaya çalışıyordu. 

Bunu yine Adam & Eve’de de gördük birileri onlari beyaz yaparken diğerleri siyah zenci olarak tasvir ediyordu.

Ama biliyoruz ki Adam&Eve afrikada yaratıldı..

Deri rengi tartışmaları bir yana sümerde kullanılan dilin kendine özgü başka bir dil olduğu netti.

THINK TANK 2020 AUGUST


Yorumlar

Yorum Gönder