HERMETİZM NEDİR? HERMETİK DÜŞÜNCE NEDİR?

 HERMETİZM NEDİR?

 

Hermes, 'Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır. ' sözü ile evrensel birliği anlatmaktadır. 

Bu söz, Kabala' da geçen 'Yukarıda ne varsa, insanın içindedir. ' sözü ile eş anlamdadır. Her iki sözde de

aynı evrensel prensip vurgulanmaktadır. Yani bütün evrenin, yıldızlar, gezegenler, dünya, bitkiler, hayvanlar, insanların özü aynıdır;

Atom !! . 

Bugün artık evrendeki her varlığın temel biriminin atom olduğu biliniyor.

Hermes Mitolojide elinde çift tarafı yılanlı bir asa (Kadüs) ile sembolize edilirdi.

Romalılar ise Hermes’e Merkür dediler.

Merkür bildiğiniz üzere Civa’dır.

Hermes aynı zamanda Zeus’un postacısı,habercisidir.En büyük sihire sahiptir.

Elindeki asası ile insanları uyutabilir veya uyandırabilir.Ruhları yer altı dünyası olan Hades’e gönderir ve onlara eşlik eder.

Platon,Herme’in bir mısırlı tanrı ya da Tanrı-insan olduğunu ve mısırlıların ona Thot adını verdiklerini belirtmiş.

Hermes Yunan mitinde Zeus ve Maia’nın oğludur.Tanrıların en hızlısı civa gibi,Hızır gibi geldin lafı buradan kaynaklı olabilir.

 Hermes, başarılı ruhları,eğitip yükseltecek Osiris’e getirir,başarısız ruhları ise Amenti’nin ( Öteki Alem) geri düzeyli ortamlarında arınma işlemi geçirmelerinden sonra aynı seviyede yeni bir doğuma sevk eder.Eril öğenin temsilcisidir.Yani buradan Zeus yani Enlil, Eril öğenin yada dinsel öğelerin temsilcisidir diyebilir miyiz? Güneş’e en yakın gezegene onun ismi verilmiştir.Güneş kültü!

Hermes,Osiris’in habercisidir.Habercilik,rehberlik,aracılık hizmetleri. Haberci yönü ön plandadır.Mesela Tufan’ın geleceğini haber veren o’dur şeklinde söylemler mevcuttur.

Ya da Hermes farklı zamanlarda yaşayan aynı karakter olabilir.

Önceki Hermes’in sakladıklarını ya da yazdıklarını başka zamanda bulan diğer Hermes gibi..

İnsanlığa gökler hakkında ve Tıp hakkında bilgiler veren-getiren!

Corpus Hermeticum;Müzik,mantık,sanat,Aritmetik,Geometri,Astronomi.

Hermes öğretisinde 3 temel;

1.Kavramsal olmak ve akla hitap etmek.

2.Simgesel olup sezgiye

3.Mistik olup iç görüye ve iç deneyime hitap etmekteydi.

Hermeztizm’de Üçgen semboldür;

1.Anlayış 2.Vicdan 3.İrfan gözünün açılması için birbirini bütünleyen kavramların üçlü bir dizge olarak kullanılıyor olmasıydı.

Hermetik düşünce öğretisinin temel öğelerinden birisi ‘Işık-Karanlık’ diyalektiği de,sonradan çağlar boyunca birçok din ve inanç sistemine esin kaynağı olmuştur.

Hermetik düşünce,çevremizde olup bitene ‘mikro’ ve ‘Makro’ boyutta diyalektik  yaşam ile bakar.Bu felsefi yaklaşım ‘Her şeyin birbirine zıt fakat aynı oranda da birbirinden ayrılamayan bir ikili düzen üzerine kurulduğu kabulünü benimser.

Yani bir nevi Yin-Yang gibi.Ya da matrix sistemi sistemi.Ya da bu döngü meselesi.Belki de bu döngünün tanımlanmasıdır.Belki de bu konu seneye çıkacak olan matrix 4 de anlatılır :):d

Bu düşünce sisteminde kavramların her biri karşıtını kendi içinde barındırır.

Düşünce,bir tezden onun içindeki karşıtına yani antiteze,bundan da yeniden karşıtına yani ilk kavrama dönmekle,iki kavramın birliğini oluşturan üçüncü kavrama yani ‘’Sentez’e ulaşılır.Bu düşünce her kavramda iki kutup veya iki yön olduğunu,zıtların gerçekte siyah beyaz gibi iki ucu olduğunu ve bu uçlar arasında o şeyin çeşitli derecelerinin var olduğunu açıklar.

Benzer şekilde ruh ve madde aynı şeyin iki kutbundan farklı değildir. Hermetik öğreti zıtlıktan tamamlayıcılığa geçişe dayanır.

Hermetizm’in temel öğretisine göre madde karanlık ile özdeştir.Işık ise ruhtur ve aydınlık ruhtadır.Yeryüzündeki yaşam ruhun madde ile savaşından oluşan bir sınav evresidir.Gerçeğe ulaşabilmek,bu sınavdan başarı ile çıkabilmeye bağlıdır.Eğer ruh, maddeye ya da bireye bağlılığa yenilerek bu sınavı kaybederse karanlığa tutsak olarak varlığını yitirir.

Hermetizmin temel amacı hakikatin araştırılmasıdır.Bu bakımdan akıl ve bilimsellik taşır.

Hermetizm zihinleri gelişmemiş ya da gelişmeye elverişli olmayan kişileri,gerçekleri ya da anlayamayacakları,ya da kaldıramayacakları sisteme kabul etmez.Bireysel tutku ve bağımlılıklarından sıyrılamayanlar için ezoterik sistemlerde yer yoktur.

Hermes,binlerce yıl önce,’İnsan varoluşun aynası ve özetidir.Aşağıda olan da yukarıda olan gibidir’ yani As above so below mottosu.

Hermes’in yukarıda ne varsa, aşağıda da o var’ mottosu,bireylerin tekamülünü,bütünün tekamülü için talep eder.

İşte bu nedenle 12 gezegen,12 burç hangi ayda doğduğun ve hangi gezegenden etkilendiğin konusu fal konusu değildir.

Mesela Başak ve ikizler burcu Merkür dür ve bu iki burcun en önemli özellikleri adeta karşısındakinin zihnini okuyabilme özellikleri mevcuttur.Adete telepatik bir yetenek,güçlü önseziler ve Psişik yetenekler,ruhsal analiz yetenekleri merkürden etkilenmiştir.

Konumuz Hermes ve Merkür olduğu için ikizler ve başaktan örnek verdim.

Hermes sözcüğü Anadolu’ya ‘Ermiş’ olarak girmiştir.

Hermetizm bilgiye önem verir.Bilgi=Hermes

‘’Victor Hugo;Bilgisi olmayanın, fikri de olamaz.’’

Tüm ezoterik öğretilerde olduğu gibi, Hermetizmin de temel yasası, bilginin nesillerden nesillere aktarılmasıdır.Hermetizm öğretisi,öğretilenleri putlaştırmadan sembollerle yorumlayarak öğrenir.Tüm ezoterik öğretilerde bilginin ehil olmayanların eline geçmesi bundan maddi kazanç sağlaması,şöhret ve ego sağlaması şüphesi ile kitleler ile paylaşılması sakıncalı bulunmuştur.Bu nedenle ezoterik öğretilerde kapalılık zorunluluğu vardır.

Hermestizm

‘’Her us büyük gerçekleri kavrayamaz. Çoğunluk ya aptal, ya da kötüdür. Aptalsalar, gerçek karşısında akıllarını büsbütün yitirirler. Kötüyseler, bu gerçeği kötüye kullanarak,büsbütün kötülük ederler.Gerçeği gizlemekten başka yol yoktur.Bulmak,bilmek,susmak gerek...’’

''Cıva bazen sıvı bir metal suretinde, bazen sert kırılgan metal suretinde, bazen Yücelmiş diye adlandırılan aşındırıcı şeffaf tuz şeklinde, bazen Merkurius dulcis denilen tatsız şeffaf beyaz tuz şeklinde, bazen Cinnabar denilen kırmızı mat kırmızı uçuşkan Toprak şeklinde, bazen kırmızı veya beyaz çökelti şeklinde, bazen sıvı Tuz şeklinde görünür, damıtma da bir Buhar’a dönüşür, ve boşlukta kızdırıldığında Ateş gibi parlar. Ve bütün bu değişimlerden sonra ilk Cıva formuna geri döner.''

Sir Isaac Newton (‘Optics’ 1717, Query 30)

Astrologların Cıva’nın patronu olan Merkür gezegenini zihinsel kıvraklıkla ilişkilendirmesi şaşırtıcı değildir: Bu likit metalin parlak kürecikleri düşünme kadar hızlı bir şekilde hemen şekil alıverir. Cıva metali kişilerin normalde üç faklı halinde görebildiği bir maddedir. Florans lamba olarak, termometrenin içindeki sıvı olarak ve ten losyonunda kalamin olarak. Tıpkı Hermes’in üç dünya arasında mekik dokuması gibi.

Hermes’in tanrıların ulağı olması gibi, Merkür tipleri de insanlarla kolay bağlantı kurar. Aynı şekilde Cıva da birleştiricidir: farklı metaller cıva içinde eritilerek bir araya getirilebilir. Cıva bir metal çözücüsüdür. Birleşme terimi ayrıca ticarette de kullanılır. Şirketler birleşirler. Hermes geleneksel olarak ticaretin tanrısıydı, o halde bu süreç de Merkürsel bir süreçtir.

Civa’nın en önemli kimyasal karakteri onun bağ kurabilme yeteneğidir. Kendini hiç beklenmedik şekillerde bağlar. Cıva söz konusu olduğunda karmaşık bileşikler oluşturma eğilimi çok şaşırtıcıdır. Metallerin normalde dokunmadığı nitrojen ve karbon bileşikleriyle bağlanır, ayrıca bildiğimiz metal tuzlarını oluşturur, karmaşık ‘organometalik’ cıva bileşikleri oluşturur ki bunlar insan yapımı birçok organik veya ecza bileşiklerinin sentezine katılır. Bir dokunuşla patlayan patlayıcılar oluşturur (örn. Merkür iodit). Diğer metalleri bir araya getirir, metaller arasında elçi görevi görür.

Hintçe simya kelimesi olan ‘Rassayana’ nın anlamı ‘Cıva’nın yolu/Merkür yolu’ demektir. Batı’daki ilk simya metni milattan sonra birinci asra aittir, bu asır ayrıca cinnabar filizinden cıva elde etmenin başarıldığı çağdır. Romalı doğacı Pliny şu reçeteyi verir: Kırmızı cinnabar filizini ısıtmak onun parlayan metal küreler halinde terlemesine neden olur, sonra cıvayı yine dikkatle ısıtmakla tekrar (bu artık sülfat değil, oksittir) kırmızı filiz elde edilir. Simyacıların müşterilerini etkilemek için kullandığı klasik reçetedir bu ve kimyasal reaksiyonun ilk habercisidir. Cıva’nın değişken tabiatı onlara maddenin gizemlerini gösteriyor gibiydi. Mısır’da Üç Kere Yüce Hermes simyanın patronuydu ve bu sanatta cıva çok önemli bir rol oynuyordu. Altın yapmak isteyen simyacılar genellikle cıva ile başlardı (tesadüfe bakın ki periyodik cetvelde cıva altının hemen yanında durur).

En hızlı gezegen olan Merkür’ün yörüngesi asırlarca bir muamma olmuştur. Merkür’ün yörünge düzlemi her türlü açıklamayı geri püskürten bir şekilde ilerliyor veya kayıyordu. Newton’un teorisi bunu açıklayamıyordu. Merkür bu maddeci dünya görüşüne direnmişti ve ancak yirminci asırda Görelilik Kuramı sayesinde açıklanabildi. Aynı şekilde cıva metali de katı hale direnir. Bu inanılmaz bir sırdır, çok yoğun bir metal olmasına rağmen sıvı halini korur. Simyacıların cıvaya özel bir içsel hareketlilik ve canlılık atfetmesi şaşırtıcı değildir.

Kadim Hint metinlerinden Mahabrata’da Vimana denilen harika bir uçaktan bahsedilir. Metin bize uçağın gücünün cıvadan geldiğini söyler. Açık ki bu kadim efsanevi uçağı yakıt olabilecek kıvraklığa bir tek cıva sahiptir. Cıvanın en yaygın kullanıldığı yer olan termometrelerde onu hep hareket halinde görürüz. Hermes geleneksel olarak ilaç tanrısıydı ve cıva öteden beri ilaçta kullanılmaktadır. Asırlarca frengi tedavisinde kullanıldı, bugün bile ten kremlerinde hala kullanılır ve onun süblimleştirilmiş hali dezenkfektan olarak kullanılmaktadır. Cıva bileşikleri dişçilikte kullanılır, cıva kullanan aletler termometre veya tansiyon aletleri doktorların en büyük yardımcısıdır. Bu yüzden Cıva-doğasının farklı yönleri Hermesçi özdeyiş yukarıdaki aşağıdaki gibidir sözüne uygun bir biçimde hem gezegende hem de metalinde görülür.

Merkür her zaman hareket halindedir, bugünlerde dolaşımdan çıkmaktadır; pillerde, diş dolgularında, altın alışım süreçlerinden vs. çıkartılmaktadır. Uzmanlar bunları ne yapacağını bilememektedir. Binlerce ton cıva dikkatle alındıkları madenlere tekrar gömülebilir. Civa geniş çaplı kullanımdan kalktıkça bu metalin daha ince kullanımları ortaya çıkacaktır.











Yorumlar

Yorum Gönder