Epifiz,Hipofiz,Endokrin Drakulası,Matrix,Sağ-Sol beyin lobu,gezegenler, biyoloji,ezoterizm,mistisizm ortaya karışık

 

Hipofiz ve Epifiz süt ve baldır. TÜMÜNÜZDE Eril ve Dişil Enerji mevcuttur.Epifiz bezi(eril) ona elektriksel özellikler verir ve hipofiz bezi(dişi) ona manyetik özellikler verir. Pineal bezin sıvısının sarı, hipofiz bezinin salgısının beyaz olduğu için.. süt ve balla anılır...

Kim bilir belki de istanbul, yeni dünyanın beyni, Aya sofya, pineal bezi, Bosphorus ise pineal'den akan Melatonindir....

Epifiz ve onun melatonin üreten salgı bezi (pineal gland), ışık/karanlığa bağlı günlük olayların gerçekleşmesinde rol oynamaktadır.Yapılan çalışmalar sonucu melatonin hormonunun sentezlenmesinin karanlık periyotta arttığı, ışıkta ise azaldığı görülmüştür. 

Yani epifiz bezinin melatonin salgısı gündüz baskılanırken, geceleri faaliyete geçmektedir. Benzer şekilde vücutta kış ayları boyunca, yaz mevsiminde olduğundan çok daha fazla melatonin salgılanmaktadır (Falcón ve diğ. 1999,Herrero ve diğ. 2003). 

Bu yüzden melatonin, “gece hormonu” olarak nitelendirilmektedir.

Tilapialarla yapılan bir çalışmada saat 21:00 den 6:00’ya kadar (karanlık periyot) plazma melatonin konsantrasyonu artarken 9:00’dan 18’e kadar (ışık periyot) düştüğü görülmektedir (Nikaido 2004). Yine ""Turnalarla"" yapılan başka bir çalışmada,en yüksek melatonin salınımının saat 11:00-13:00 arasında gerçekleştiği görülmektedir (Falcón 1999).

Balıklarda; retina ve epifiz bezinde bulunan fotoreseptör hücreleri üreme sisteminde görev alan melatonin salınımında rol oynamaktadır.

Hipofizin ezoterik rengi beyaz Beyaz renk ise sezgi ile alakalı.. Sezgi=beyaz=hipofiz Pineal ise,Durugörü=Satürn=servikal

Beyin bu! Bilinç bu! Labirente ya da başka deyişle matrixe girdiginde,ki her canlı matrixi tadacaktır,yolun sonunda bulduğu şey kendindir,kendi bilincidir ......sembolizmidir..... Ya da kendi pineal bezi,epifizidir...  


4 Harfli Kod Türkleşme Seviyesi= 4.Boyut Türk ve Pineal Gland. 


Kıbrıs'ın Bakır ile,Dişil enerji ile ve Epifiz bezi ile alakası var diyenlere zamanında Sayın Aytunç Altındal şu şekilde bir açıklama getirmiş; Akış;

1. Örneğin R.C. rumuzundaki (R) harfi hem Rose = Gül, hem de Ros = Çiğ Damlası anlamında kullanlmıştır. Ros = Çiğ Damlası bir kavramdı ve Alşimistler tarafından “Altın”ın içindeki “Sır' anlamına geliyordu.

2. Yine bir Okült ilmi olan “Sigil” çalışmalarında Ros=Çiğ Damlası, bazı özel çizimlerle gösterilmişti. Gül ve Haç’ın gizli terminolojisînde bazı ülkelerin ve ulusların adları da “Kod ve Şifre” olarak kullanılmıştı.

3. Örneğin Kıbrıs, bu gizli dilde “Bakır” ve “Venüs” anlamında kullanılıyordu. “Fama Confessio”da ”Kıbrıs’ı AL,Türk Çıksın” şeklinde bir deyiş vardı ve bu da gerçekte ne Kıbrıs Adası'nı ne de Türk ulusunu işaretliyordu.

4. Bu gizli deyimde Kıbrıs, Venüs’ü yani “Dişil Prensibi”, Türk sözcüğü ise “Bilinçaltını, yani Kalpgözünü” simgeliyordu. Dolayısıyla R.C.'nin Kıbrıs'a gidişi ilkin Venüs ile hesaplaşması anlamına geliyordu.

5. Katolik Kilisesi’nde bunun adı ”Penance” idi. Türk işte bu hesaplaşmadan sonra ortaya çıkacak olan spiritüel yükselişi temsil ediyordu. Kafası sürekli olarak Venüs ile, yani Dişil Prensip'le meşgul olan bir erkeğin Türkleşmesi olası değildi. 

6. (Not: Günümüzde durum anlaşılan tersine dönmüş. Türk renkli basınına bakılırsa Türk erkeklerinin aklında Venüs"ten başka bir “Şey” yok!!!) Kıbrıs bilindiği üzere bakman keşfedildiği ve mitolojiye göre Venüs'ün sahile çıktığı yerdir.

7. Kıbrıs (Cyprus) aynı zamanda Hıristiyan Teolojisi’nde “Cyprian” olarak geçer. iS 240 yıllarında, Hıristiyanlığın ağır baskı gördüğü bir dönemde, Kartacalı bir avukat-hukukçu, Thascius Cyprianus (Kıbrısi) cesaretle ortaya çıkarak onları savunmuştu.

Evet Aytunç Altındal ile devam ediyoruz;Kıbrıs hakkında söyledikleri ile. 

8. T. Cyprianus, çok varlklı bir aileden geliyordu ve rüya yorumlarına ve vahiylere meraklıydı. Daha sonra Kartaca Kilisesi’nin başına geçti.

9. İşte bu Cyprianus, Hristiyanlığa çok ilginç bir katkıda bulunmuştu. İncil'de ve diğer kutsal metinlerde yer almadan “Cyprianist” görüş, daha sonra Rosycrucianlar tarafından “Kıbrıs” sözcüğüne yapılan atıfla aynıydı.

10. Cyprian, kendisini “born-again Christian” (yeniden-doğmuş Hıristiyan) olarak takdim etmişti. Bu nedenle de “Cyprianizm” doğmuştu. Günümüzde özellikle Amerika’da en yaygın olan Hıristiyan akımı budur: ”Yeniden Doğmuş Hıristiyanlık”.

11. New Age diye bilinen akım bu düşünmeden yola çıkılarak 1960’1arda kurgulanmıştı. Kıbrıs'ın Fama anlatımlarında“Dişil Prensip” olması ile Cyprian’m (Tûrkçesi Kıbrısilik) “Yeniden-Doğuş Prensibi” özdeşti."

12. Benzer şekilde Fama literatüründe geçen adların Numerolojik değerleri de çok önemliydi. Örneğin Venüs, P.A.L. Gül gibi... Venüs Suriye’de Afrodit adıyla tanınıyordu. Mitolojide Astarte ve İshtar olarak biliniyordu.

13. Kıbrıs’a Fenikeliler tarafından getirilmişti bu tanrıça. İbranîler Venüs’e Ashtoreth (Osh Th RTh) diyorlardı. Bunun numerolojik değeri 1370’ti ve bu sayı İbranice Hikmet+ Güç + Güzellik sözcüklerinin toplam Numerolojik değeriydi.

14. Benzer şekilde Türk sözcüğü de Gül ve Haç Okültizmi'nde dört sayısıyla gösterilmişti. Dört harfli kod olması kişinin Türkleşmesi, yani yeryüzüne ait en üst boyuta, dördüncü boyuta yükselmesi ve bu dördüncü yaşam dalgasında fiziki ve zihinsel yeteneklerinin en üst düzeyde ++

15. çalışmaya başlaması anlamına geliyordu." C.R.C.'nin üstadı P.A.L. öldüğünde onun on beş yaşında olduğu Fama"da yazılıydı. Bu da C.R.C."nin beş duyusunun üç yeryüzü öğesiyle (Mekânsallık) tamamlandığını (5x3= 15) ve artık “Türkleşmesi” için hazır olduğunu gösteriyordu. !!!

16. Şunu da ekleyelim ki, Okült literatüründe “Ölüm”, değişime uğramak, mutasyon demektir. Özetle, P.A.L."ın mutasyona uğramasıyla C.R.C., Türkleşme seviyesine yükselmiştir. Çünkü Okült literatüründe Kıbrıs ve Venüs", İbrani alfabesinde “Doğu'yu” gösteren tek harfle belirtilmişti

17. ......ve bu da “Işığın Rahmi”nin bulunduğu yöndür. C.R.C. işte bu nedenle bu ana kaynağa gitmiştir. ----Aytunç Altındal'dan alıntıdır.---- Akışı burada sonlandırıyorum,Kıbrıs ile ilgili olan bölüm burası olduğu için akışta sadece Kıbrıs bölümü yer almıştır.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

The DNA of the Peacock feather is the same as that of Melanin and the matter that forms the Pineal gland. Çam kozalağı epifizi,iki tavus kuşu ise beyin omurilik sıvısını içeren yan ventrikülleri temsil eder.

Kozalağı (epifizi) koruyan tavus kuşları... Vatikan

Şaman'ların, eski yerli halkların kaynağı diğer tarafla bağlantı kurdukları pineal bezleri mi? 3.gözleri mi? Yoksa kaynak kitap mıymış sorarım....

Evet Kam'lar,Şamanlar diğer dünya ile bağlantı kuramazdı,ileriyi görmezdi,gözleri kördü,pineal bezleri bir işe yaramazdı bu nedenle de cadı ilan edilmişlerdi ve pineal bezin sembolik heykeli de Vatikanın kapısına dikilmişti hem de tavuskuşlarının koruduğu şekli ile!

Vatikan bunu bunu çok iyi biliyor ve onlar da kullanmakta ve hatta Pineal bezin heykelini vatikan önüne dikecek kadar konunun önemini bilmektedirler. Vatikan da epifiz bezi (bilgi ağacı) temsil eden çam kozalağı kullanır. Bunu bilmeyenler ise bu işlere Ökült ve gizli bilimler der


Merkezi pineal bezin ve yatay kanatlı serpentin kombinasyonu "Swan" yani kuğu ve Grail Lore (ilim,bilim kasesi) bilgi kasesi olarak adlandırılır.... Swan yani kuğu aydınlanmış beyinlerin sembolizmidir,sembolik olarak ifade etme şeklidir...

Epifiz kendi manyetik alanını üretir. Manyetit,mıknatıs-demir içerir. Bu alan,dünyanın manyetik alanı ile etkileşir... Şafak saatlerinde dünyanın manyetik alanını yükleyen solar rüzgarlar,epifiz bezini canlandırır....

Hipofiz ve Epifiz süt ve baldır. TÜMÜNÜZDE Eril ve Dişil Enerji mevcuttur.Epifiz bezi(eril) ona elektriksel özellikler verir ve hipofiz bezi(dişi) ona manyetik özellikler verir. Pineal bezin sıvısının sarı, hipofiz bezinin salgısının beyaz olduğu için.. süt ve balla anılır...

Project Knowledge; 

The apple represents the fruit of pituatary and pineal excretions.. Milk and honey; The land of milk&honey in your brain! Pituaraty and pineal cone!

  

Hindular kendi 'süt ve bal' versiyonlarına sahiptirler ve buna "Amrita" diyorlar. Amrita;Temelde hipofiz ve epifiz bezinden uretilen DMT ve serotonin. Amrita gerçek pineal Gland gücü. Amrita salgısı "nectar of immortality" ölümsüzlük nektarı. Samudra manthan, kuzey kutupları ve güney kutupları arasında titreşim yaratan tekrarlanan rezonansı temsil eder ... insan mikro epifiz bezi kozmik makro montaj Meru, deniz morfojenik brhAman alanı, amrita soma, epifiz bezi, uzay-zamanı büken ruh Molekülleri. Süt ve bal diyarı,epifizden doğal olarak üretilen DMT. The holly land of milk and honey in your brain. Kafanızın içindeki kutsal alan,yer. Natural manna from heaven! Manna in your brain.. Michelangelo...


Epifiz kendi manyetik alanını üretir. Manyetit,mıknatıs-demir içerir. Bu alan,dünyanın manyetik alanı ile etkileşir... Şafak saatlerinde dünyanın manyetik alanını yükleyen solar rüzgarlar,epifiz bezini canlandırır....

Hipofiz bezi, endokrin ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Vücut içi denge için gerekli olan birçok hormonun kontrolünden sorumludur. Ve beyinde nereye oturur biliyormusunuz? Hipofiz bezi, "Sella Turcica'ya " otururur. Türk Eyeri.. Tesadüf mü??

    

Anlaşma-sözleşme-Ahit denen şey insanların içinde olmadığı fakat onların kaderi olan 3B anlaşmasıdır. Ya da 3D anlaşması... 3B anlaşması Pineal Gland-Epifiz anlaşmasıdır... Bu anlaşmanın sembolü şu an Vatikanın kapısında 2 tavuskuşu arasındaki çam kozalağıdır! Bknz.vatikan önü.

Matrix matematik ve 1 ve 0 demiştim ya... Matrix, pineal Gland'ı bitirdiğini çalışmadığını zanneder... Matrix demek, duygudan yoksun olmak demek... Matrix demek, sıradan Homo Sapiens organic portal olamaz demek! Çam kozalağı bundan dolayı epifizin semboldür...


Matrix demek bu büyük savaşın bitirilmesi için anlaşma demekti belki de.. Ve Anu'nun düğünü demek idi... Bu evlilikle,insan'ın oğlunu matrix ile başka bir oyuna sokmak demek idi kim bilir?Sadece bir tez işte.!

Matrix demek genetik müdahale demek! Matrix demek Anu'nun eşi ile ilgili bir durum olabilir!

Aslında Matrix demek matematik de demek. 1 ve 0 demek. Matrix demek insan ırkı ile diğer ırkların savaşının sona ermesi büyük savaşın bitirilmesi demek..

Pineal bezle immün sistem arasında anatomik ve fizyolojik bir ilişki söz konusudur.!!

Yani ibadethanelerin yükseğe yapılmasının sebebi tanrıya yakın olmak değil, bir nevi bu hormonun da yardımıyla üst bilinçlerle daha fazla iletişimde bulunmak. Manastırların yüksek yerlere yapılması bu yüzden. Bu hormonun salgılanımını artırmak.

Karanlık,epifizin salgısı olan melatonin sadece karanlıkta salgılanıyor. Gece 11 ile sabah 5 arası en yüksek düzeyine ulaşıyor. Bu hormonun salgılanımı ne kadar yüksekse ruhsal âlemlerle bağ o kadar güçleniyor.

Melatonin en büyük faydası ise kanserden koruması. Kör insanların kansere yakalanmama sebebi de bu. Çünkü sürekli karanlık içinde oldukları için melatonin üretimleri çok fazla.

Sağ beyin mi erildir,yoksa sol beyin mi? Sol beyin mi dişildir,yoksa sağ beyin mi? Evet bir shift olduğu bariz... X- brain...ya da matrix beyin sol ve sağ arasında... Ama değiştirilemeyen tek şey; Pineal Gland = stargate

Beynin sağ yarımküresi dişildir.Sol ise erildir. Mavi hap-kırmızı hap fenomeninde sağ yarımküre mavidir. Sağ yarımküre psişiktir. Yin-yang gibi. Beynin ebedi kutuplarıdır. Sol ataerkil,sağ anaerkildir. Iyilik ve kötülük bir pakette gibi. Ya da sağ twix sol twix gibi.. Işık ve karanlık,yaşam ve ölüm sağ ve sol kardeştir. Ayrılmazlar. Her biri kendi orjinal doğasında erir. Çirkinlik olmadan güzellik olmaz gibi... Ya da siyah olmadan beyaz olmaz gibi... Ama sağ beyin sol ile mücadele halindedir. Kova çağında sağ beyin yükselişe geçer. Bunlara "güneş ve ay" yani 'sol ve luna' denir. Solda dişil taraf,civa ve ay, Sağda eril taraf güneş,kükürt durur. Beynin sol lobu güneş'e yani erile, Beynin sağ lobu ay'a aittir. Beynin sol lobu vücudun sağ tarafı ile ilişkilidir yani çapraz. Dişi Ay'dır yani gece,karalık!

Dişil Yin'dir...dişi enerji soğuktur. Dişi,sol burun nefesidir. İda'dır... Sağ beyin tarafından yönetilir. Eril güneştir,yang'dir...sıcak ve ateştir.Sol beyin tarafından yönetilen sağ burun nefesi erildir.Pingala'dır. Ida ve pingala omurga boyunca yükselir...

Beynin Sol hemisferi diziyi, gerçekliği ve analizi işler. Sağ yarım küre ise bağlam, duygusal ifade,büyük resmi görme ve sentezle ilgilenir.  Kavramsal çağa ayak uydurmak sağ yarımküre ile ilgilidir. Empatik yetenekler sağ beyin.

Temel bilgisayar kodlaması, muhasebe, matematik,numerik ve finansal analiz gibi, sol beyin işidir ama dar görüşlüdür... Şirketler Sol beyin işini daha ucuza yaptırabiliyor...örnek:Hindistana bilgisayar programcılı ve muhasebe,excel vs.

Pahalı olan ise sağ beyine yaltırılan işler...büyük resmi görecek beyinler! Bu durumda;Mühendisler, yetkinlikten çok yaratıcılığa yönelmelidir yeni dünyada. Farklı yeteneklere hakim olmak zorunda kalacaklar.

Artık bilgisayarlar sol hemisfer becerilerini taklit edebildiğine göre, taklit edilmesi zor olan sağ hemisferlere yönelmek zorunluluğu vardır. Otomasyon,sanayi ve bolluk sol beyinle güçlenirken ve hızlanırken, perde yeni bir çağ olan Kavramsal Çağ'da yükseliyor.

Sanayi Çağı insanların sırtlarına, Bilgi Çağı, insanların sol yarıkürelerine inşa edildiyse, Kavramsal Çağ insanların sağ yarıküreleri üzerine inşa ediliyor... Gelecekte Meslek seçimlerine dikkat! 

Burnun Sağ tarafı sıcağı(güneşi),sol taraf soğuğu(ayı) temsil eder. BAŞINIZ AĞRIYORSA sağ burun deliğinizi kapatın 5 dakika süreyle sol burun deliğinizden nefes alın..KENDİNİZİ YORGUN HİSSEDİYORSANIZ sol burun deliğinizi kapatın, sağ burun deliğinizden nefes alın.


Kişinin beden sağlığını koruması için vücudun hem sağ hem de sol tarafını beraber kullanması gerekir. Beyin için de bu geçerlidir. Beynin sağ ve sol lobu birlikte kullanılmalıdır. Simya'da sülfür ve civa,karışımın eril ve dişil ilkeleridir.

Bu konu hayat ağacındaki from kether to malkuth konusu gibi. Omurgadaki sağ ve sol oluklarda yer alan enerji kanalları burun deliklerine kozmik enerji taşır. Sağ burun deliğinden akan akım eril,elektrikli,sıcak ve astral görünüşe göre atéş kırmızısı rengindedir.Güneş nefesi!

Sol burun deliğinden akan yaşamsal hava ise dişil,manyetik,serin ve astral görünüşe göre soluk beyaz renktedir.Buna ay nefesi denir.

Gün doğumundan gün batımına kadar sadece sol burun deliğinden, gün batımından gün doğumuna kadar da sağ burun deliğinden nefes alınmasının hastalıkları uzak tuttuğu, ömrü uzattığı ve bilgelik bahşeder.

Nefesin sağ ya da sol burun deliğinden akışı kontrol edilerek günlük hayatdaki pek çok konuya hükmedilebilir. Örneğin genel olarak fiziksel çaba, tutku, kuvvet ya da mücadele içeren tüm eylemler, cinsellik, aktif sporlar, kumar ve hile ya da yarışmalar,

nefes sağ burun deliğinden akarken kişiye başarı vaad eder. Müzik yapmak, dans, ibadet, herhangi bir konuda kursa başlamak, bilimsel çalışmalar, tohum ekmek, düğün törenleri gibi aktivitelerse, nefes sol burun deliğinden akarken daha doyurucu olur.

Aşağı bakan (ters) üçgen dişil prensibin en geleneksel sembolüdür,yukarı bakan ise eril prensibin sembolüdür bu yüzden heksagram eril ve dişil enerjinin beraberliğini sembolize eder. Eril düz üçgen, dişi ters üçgeni simgeler.

Tanrıça genellikle su ile sembolize edilir çünkü suyun doğası devingen, akışkan, uyumlu, bulunduğu ortamın şekline giren tam olarak dişil enerjiyi sembolize eden yin formu halindedir. Bu yüzden tanrıça su ile sembolize edilir....

ak-kara beyinde iyi kötü kavramları,yada sol ve sağ beyin lobu matix e sokulmuş belli ki... Acaba kim kimi yenecektir? İyi ve kötü labirenti mi? labirente sokulma eğer bu ise labirentin çıkışında insan oğlu neyi bulacaktır.Kendini bulma felsefesi buradan çıkmaktadır bana göre... Sag sol melekler Iyi ve kötü :)

Bir yapay zekanın,gerçek bir yapay zekaya sahip olabilmesi için,sağ beyninin özellikleri yüklenmesi gerekir. Sağ beyinli yaklaşımlar daha açık uçludur,Akıl yürütme, daha model odaklı bir yaklaşım gerektirir, Mesela Yargılamada bulunmak ve mantık yürütmek, hassasiyet gerektirir. Sağ beyin: Tahmin edilemez yaratıcılık içerir ki,bir AI için en zor kısım burasıdır. Hatta bir AI'ye öğretilirse,sonraki hayatta insan olarak bile reenkarne olabilir.


Endokrin Sistemin Drakulası Melatonin; Pineal bezde belirgin gün içi ritimle sentez edilir.Melatonin üretimi ve salınımı karanlık ile başlar, aydınlık ile sonlanır. Bu nedenle melatonin "Karanlığın kimyasal anlatımı" veya "Endokrin Sistemin Drakulası" gibi isimlerle de anılır

Aydınlık dönemin uzaması veya aniden ışığa çıkılması melatonin üretimini durdurur... Pineal bez, görme sisteminin bir uç organı olarak ritmik ışık mesajının organizmadaki her organa iletilmesi işlevini görür. Işık uyarısı pineal beze karmaşık, çok nöronlu bir sistemle ulaşır..

Melatoninin ön maddesi, bir aminoasid olan triptofandır ve bu, pinealositler içinde önce serotonine, daha sonra melato- nine dönüşür. Melatoninin salınımı geceleri büyük bir yükselme gösterir. Yükselmiş melatonin düzeyinin yüksek kalma süresi ise, karanlığın süresine bağlıdır.

Kış aylarında, uzamış gecelerde, bu süre uzundur. Pinealektomi veya sempatik duyarsızlaştırma melatoninin gece yükselmesini önler... Melatoninin bütün sıvı ve dokulara geçmesi, bütün organizmanın karanlık sürecine girmesine yol açar...

Pineal bezle immün sistem arasında anatomik ve fizyolojik bir ilişki söz konusudur.

Pineal bezin erken yaşlarda harap edilmesi humoral ve hücresel immün yanıtların gelişmesini durdurur. Pinealin immün düzenleyici aktivitesi şu anki bilgile- rimize göre büyük oranda melatonine bağlıdır....!

Melatoninin özellikle yaşlanmaya bağlı immün yetersizliklerde de immün yanıtı arttırıcı etkisi bilinmektedir. Benzer olarak, oral çinko tedavisinin de immün yanıtı arttırıcı etkisinden söz edilmektedir. Bilindiği gibi, çinko organizmada hücre bölünmesi, ++.

differasiyasyonu, programlı hücre ölümü, gen ekspresyonu ve transkripsiyonu, hormon-reseptör etkileşmesi, biomembranların işlevleri, enzimatik aktivitelerin sürdürülmesi ve serbest radikallere karşı koruyucu olmak gibi bir çok önemli işlevi olan bir eser ele- menttir++

ve pineal bez beyinde çinko açısından en zengin bölgedir. Yaşlanma ile çinkonun gastrointestinal emilimi ve devinimi azalmaktadır...

Pineal ekstrelerinin tümör büyümesini inhibe edici bir özelliğe sahip olması da yaklaşık yirmi yıldan beri bilinmektedir. Ancak, bu etkinin immün reaktiviteyi arttırmasının yanısıra direkt bir antikanser etkiyi de içerdiği son yıllarda anlaşılmıştır.

Pinealin bu antikanser etkisi her ne kadar özellikle melatonine bağlanmışsa da, melatoninin antikanser etki gösteren tek indolamin olmadığı ayrıca pineal peptidlerinin de bu etkide önemli rol oynadığı çeşitli çalışmalarla bildirilmişti...

Yaşlanma olgusunun odak noktası ilerleyici hücre bozulmasıdır. Bunun sinir sistemindeki karşılığı ise ilerleyici sinir hücresi kaybıdır. Bu bağlamda, melatonin ve eksitatör amino asitler karşıt patofizyolojik etkiye sahip mediatörlerdir.

Nitekim,fonksiyonel 1 pineal veya bezin fonksiyonel birimleri yaşlanma ilgili kavramsal yeniliklerden en çok ümit verenidir.Pineal ve ürünlerinin doğrudan,dolaylı olarak yaşlanmayı geciktirebildikleri, yaşlanmayla birlikte seyreden hastalıkları önleyebildikleri gösterilmiştir

Bu bulgulardan dolayı da melatonine "yaşlanma karşıtı hormon" veya "juvenil hormon" adlarıda verilmiştir. Yaşlanma, bu teoriye göre, pineal bezin yaşlanmasına bağlı serotoninden melatonin sentezinin ve melatonin/serotonin oranının azalması sonucu ikincil olarak gelişen ++

bir sendrom olarak da tanımlanabilmektedir. Ek olarak, yaşlıların, eksitatör amino asidler, serbest radikaller ve aşırı nöronal kalsiyum yüklenmesi triadı ile oluşan hücre hasarına daha yatkın olması da önemli bir veridir.

Yaşlanma karşıtı bir hormon olmasında, melatoninin, antikanser, immün uyarıcı, antioksidan etkilerinin büyük önemi ve katkısı vardır.

Yaşlanmanın temel parametresi olan genel nöronal plastisitenin kaybı melatonin ile önlenebilmektedir...

Endokrin Sistemin Drakulası Melatonin konusu aşağıdaki kaynaktan daha derinlemesine okunabilir.

"Piezoelektriklik, uygulanan mekanik strese tepki olarak belirli katı maddelerde (kristaller, belirli seramikler ve kemik, DNA ve çeşitli proteinler gibi biyolojik maddeler gibi) biriken elektrik yüküdür".  Epifiz bezi esasen kristallerden yapıldığından, ++

DNA'nın görünüşte olduğu gibi “elektrik potansiyeline”sahip olduğunu anlayabiliriz."Kalsit Mikro kristallerinin fiziksel bedenin dışındaki elektromanyetik enerjilere yanıt veren kendi Piezoelektrik etkisine sahip olduğu ve ayrıca kendi elektromanyetik enerjisini üretebileceği söyleniyor "  Epifiz bezi yalnızca elektromanyetik enerji almakla kalmaz, onu üretebilir ve iletebilir. Epifiz bezi biyolojik bir serbest enerji sistemi / üreteci mi? Tek bir organizma epifiz bezi yoluyla başka bir bireye elektromanyetik bilgi gönderebilir mi? Bu , teoride , birbirimizle epifiz bezlerimiz aracılığıyla iletişim kurabileceğimiz anlamına gelir (ve epifiz gövdesine sahip olanların sadece insanlar olmadığını, neredeyse tüm omurgalılar bunu yapar..

Buna ek olarak, bu "Piezoelektrik mikro kristaller, epifiz bezindeki retina benzeri doku tarafından alınabilen fotonları iletiyor olabilir - burada daha sonra beyne gönderilir ve görsel görüntülere dönüştürülürler"(http://wakingtimes.com )


"Epifiz bezi, Frank Barr gibi bilim adamları tarafından biyolüminesans ve ayrıca sono-lüminesans (ses enerjisini ışığa dönüştürme yeteneği) özellikleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, epifiz bezini sesle rezonansa sokmak, ışık yaratma potansiyeline sahiptir - birçok mistik,birçok farklı kutsal metin ve öğretide ima ettiği bir şeydir ” ( http://healingsounds.com ).

Piezoelektrik açısından:

"Bir kristal, atomları veya molekülleri aynı temel atomik yapı bloğunun ( birim hücre olarak adlandırılır ) 

sonsuz tekrarlarına dayalı olarak çok düzenli bir şekilde düzenlenmiş herhangi bir katının bilimsel adıdır " (   http://thatstuff.com )..

Bu tanımla, kozalak ölçekler olan düzenli tekrar -ile ( bir sürüngen olduğu gibi ya da müzik dizilerinin olarak? (Fraktal bir çapraz şekilde spirallenen), DNA veya eskülap yılan gibi ) - morfolojik formda bir kristalidir ..

  Yoğunlaştığında / yavaşladığında (frekans / sıcaklıkta düşürüldüğünde) ışığın / sesin forma dönüşeceğini hayal etmek çok imkansız değil . Yaşamın temeli olan su, 33 derece F'nin altındaki sıcaklığa maruz kaldığında bunu otomatik olarak yapar... Çam kozalağı gibi, tavus kuşu da eşyalarını tarihin zamanına ve kültürlere dayanıyor. Ve kuyruğunun birçok gözü gibi, tavus kuşunun önemi ve sembolizmi de anlam bakımından çok yönlüdür.   Hindu tanrıları genellikle altın,kristal kaplı koni biçimli şapka veya tek (birden çok)tavus kuşu tüyü ile tepesinde taç giyerek tasvir edilir.Tavus kuşu tüyü, tacın üçüncü gözünün görselleştirme yetisidir ikinci görüş/6.aydınlanmış farkındalığın fiziksel dünyanın ötesinde görmesi gibi..

Vatikan'daki çam kozalağının teknik olarak bir çeşme olduğunu unutmamalıyız ( Fontana Della Pigna ). Heykel son zamanlarda çeşme işlevi görmemiş olsa da (belki kristal olarak donmuş olabilir ?) , Suyun tepeden akıp gittiğini şu şekilde anlayabiliriz:  .

Hıristiyanlıkta, çeşmenin ikonografisi, Yaşam Pınarı ve ayrıca Gençlik Pınarı (bir pınarın yavruları!) Olarak görünür . Her ikisi de ritüel yenilenmenin , yeniden doğuşun ve sonsuz yaşamın temsilcileridir ....

Vatikan'daki çam kozalağının bir çeşme olduğu gerçeği , epifiz bezinin yenilenme ve sonsuz yaşamla ilgisi olduğuna dair bir ipucu daha. . Koniyi koruyan tavus kuşları, aynı zamanda ölümsüzlüğün temsilcileri oldukları için bunu daha da açık hale getiriyor:

Tavus kuşunun etinin ölümden sonra çürümediğine dair bu inanç nedeniyle, tavus kuşu Mesih'in bir sembolü haline geldi ve bu nedenle erken Hıristiyan resimlerinde ve mozaiklerinde tavus kuşu tasvirleri kullanıldı.

Tavus kuşu kuyruğunu gösterdiğinde, yüzlerce göz bizi izliyor gibi görünüyor. Bu nedenle tavus kuşu, tüm eylemleri ve tüm insanları gören Tanrı'nın her şeyi gören gözüyle ilişkilendirilmiştir , yani evrensel adaletten hiçbir şey kaçamaz.

Tavus kuşu ayrıca gece gündüz çocuklarını sürekli olarak izleyen her şeyi gören...

Bu nedenle tavuskuşu resmi koyup veya çam kozalağı resmi koyup gizem kasmayın boşuna.... Sadece okuyun ve anlayın...!!..

Görevi,içinde milyarlarca dijital bilgi biti olan gercekliğin karmaşık halini görünür hale getirmektir.Ya da translator hali. Ya da bir quantum pc fractal'ın yayınladığı sinyali almak. Pineal,sinyali bir yerden almak üzere mi kodlanmiştır? Ya da başka sinyaller alabilir mi? Ya da,gelen sinyaller bir jammer aracılığı ile engellenir mi? Nereden hangi orijinden/kaynaktan gelen sinyaller jammer ile engellenir? Jammer'ı kim kullanır? Gelen sinyalin, quantum pc orijini değişirse ne olur? Sinyal 'TEKEL' midir? Tekel sinyal, özelleştirme adı başka şirketlere verilir mi? Ya da tekel sinyal kesilip,update version 4.0 sinyal ile yer değiştirilir mi? Sen gerçekliğinin doğasını sorguladın mı hiç Abidin? Enerjisel dalgalarla gelen frekansına hiç ayar çektin mi Abidin? + Karartma düğmesini birileri kısarken kendi iç ışıklarının varliğını unuttun mu sen hiç? 3B anlaşman sonsuz muydu? Ya frekans/manyetizma değiştiģinde 5B bir anlaşma önüne gelirse? Ya da sürekli 3B de kalmanı sana dikte eden bir matrix sistemi içinde isen ve uyanamıyorsan? Ya başka bir frekans senin 5B ye geçmeni sağlıyorsa? Ne yazık ki Matrix in ne olduğunu kimse sana anlatamaz,onu kendin görmek zorundasın... Morhpheus demiş miydi?..


Kısıtlı çalışan wifi alıcına yani pineal'ine tabiki periyodik olarak güncelleme geliyor..

Kısa paslaşmalarda ise bahse konu gece uykuları tabiki..

Uzun paslaşmalarda ise ömrün boyunca kendi frekansını arttırman için gönderilen güncellemeler 

0.1.1.2019-V gibi.

Bazılarının kapalı!.

Anlaşma-sözleşme-Ahit denen şey insanların içinde olmadığı fakat onların kaderi olan 3B anlaşmasıdır.

Ya da 3D anlaşması...

3B anlaşması Pineal Gland-Epifiz anlaşmasıdır...

Bu anlaşmanın sembolü şu an Vatikanın kapısında 2 tavuskuşu arasındaki çam kozalağıdır!

Matrix'te Kahin ve Neo arasindaki diyalog; Kahin: Önce malum şeylerden söz edelim. Neo: Sen insan değilsin, değil mi?Kahin: Bundan daha açık sözlü olamazdın. Neo: Tahmin yürütmem gerekse seni makinelerin programladığını söylerdim. Kahin: İyi gidiyorsun.


Neo: Bu doğruysa o zaman sen de sistemin parçasısın yani başka bir kontrol şekli. Kahin: Devam et. Neo: Pekala sıra en önemli konuya geldi. Sana nasıl güvenebilirim?Kahin: Çok doğru. Hiç şüphesiz bu bir ikilem.

Kahin:Sana gerçekten yardım edip etmeyeceğimden asla emin olamazsın yani her şey sana kalmış söyleyeceklerimi kabul edip etmemek konusunda kararı sen vereceksin, tek başına.

Neo: Kararımın ne olacağını şimdiden biliyor musun? Kahin: Bilmesem kahin olmazdım değil mi? Neo: Peki zaten biliyorsan, ben nasıl karar vereceğim? Kahin: Çünkü buraya karar vermek için gelmedin. Kararını çoktan verdin, buraya neden bu kararı verdiğini anlamaya geldin.

Neo: Neden yardım ediyorsun?Kahin: Hepimiz yapmamız gereken şeyi yapmak için buradayız. Beni bir tek şey ilgilendiriyor Neo, gelecek. İnan bana oraya varabilmenin tek yolu iş birliği yapmak. Neo: Senin gibi başka programlar da var mı? Kahin: Hayır benim gibi programlanmışı yok.

Kahin: Bak kuşları görüyor musun? Onları kontrol edecek bir program hazırlanmıştı. Ağaçları da kontrol edecek bir program vardı. Ayrıca rüzgarı, gün doğumunu, gün batımını her tarafta sayısız program var.

Görevlerini yapanlar amaçlarına hizmet edenler gözle görülmüyor, onların farkına bile varamazsın ama diğerlerine gelince... Evet onlar hakkında hep konuşuluyor. Neo: Ben hiçbir şey duymadım.


Kahin: Elbette duydun. Bir hayalet veya bir melekle ilgili çıkan söylentiler. Vampirler, kurt adamlar ya da uzaylılar ile ilgili anlatılanlar, bütün bunların hepsi sistemin bazı programları çökertmesi sonucunda oluşuyor Neo.

Neo: Programları çökerten programlar, neden? Kahin: Değişik nedenleri var ama iptal edilecek bir program çoğunlukla diğerini de çökertiyor. Neo: Program neden iptal ediliyor?

Kahin: Belki de çöküyordur belki de yerine yenisi yaratılıyordur. Böyle şeyler hep olur, olduğu zamanda program ya saklanmaya ya da kaynağa geri dönmeyi tercih eder. Neo: Makinelerin bilgisayar sistemi.

Kahin: Evet oraya gitmelisin, yolun sonuna orada varabilirsin. Orayı gördün, rüyalarında gördün değil mi, ışıktan yapılmış bir kapı? (Neo başıyla hafifçe onaylar) ------ Bu diyalog,insanoglu'nun yasadiği matrix in tam ifadesidir bana göre. Sevgiler...:)


Bir görüşe göre ilk şaman kadın idi. Dolayısı ile şamanlık anaerkil temele oturtuluyordu. Toplayıcı avcılık döneminde ortaya çıktığı sanılan Şamanlığın ilk dönemlerinde bir kadın uğraşı olduğu vurgulanmış. Ancak "demirin keşfi" ve avcılığın erkek sanatı olması,

zamanla şamanlığı erkek egemenliği altına almıştır. Kadın şamanlar zamanla 2.plana itildilerse de, kadın şamanlar en güçlü şamanlar olarak anılırlar. Bu aynı zamanda Bakırdan demir çağına geçiştir. Bakır bırakılmış demire geçilmiştir. Demir, Ataerkil çağın başlangıcı olmuştu. Bazı Altay boylarının inancında kadın şamanlar murdar sayıldığı için,Ülgen'e ve ışıklı ruhlara kamlık yapamazlar... Şamanlığın erkek uğraşı olduğu dönemlerden sonra kadın şamanlara Gök ruhlarına kamlık yapmayı yasakladığı ve onların işlevsel alanlarını yalnız erlik ve Yer-Su ruhlarıyla sınırladı tasdik edilmektedir.

Mesela bana göre;Anunnakiler, bedenci idi,yani kaportacı ve Genetikçi idiler,...ruhçu değillerdi...ruh işini bilmezlerdi.. Pineal işinden çok anlamazlar,kaçırdıkları şeyler vardı,... Beden,sex,genetik ve dna da daha iyidirlerdi...Nerden mi biliyorum? E tabletlere bak duygu var mı? Tabletlerden gelen Ahit’e bak duygu var mı?

Sünnet derisinin erojen dokusu,Meissner'ın korpüskülleri olarak bilinen 20.000 sinir ucu içerir ; bu, hafif dokunuşa yanıt veren ve erkek anatomisinin en yüksek derecede işleyen kısmı haline getiren spesifik bir sinir ucu tipidir.Buna karşılık, klitorisin 8000 sinir ucu vardır. Pineal ile de bağlantılıdır. .

Proje Bilgisi;  

Elma, pituatary ve epifiz dışkılarının meyvesini temsil eder.

Süt ve bal;

Beyninizdeki süt ve bal diyarı!

Pituaraty ve epifiz konisi!

PİNEAL BEZİNİZİ çok uzun bir süre yok etmek için her şey yapıldı .... !!

Hata pineal bezini kullanan yerlilere yapılan soykırımlar bu konularla bağlantılı olabilir.

Melatonin geceleri epifiz bezinde üretilir ve ruhsal farkındalığı artırır! Gece ve Melatonin!Geve ve epifiz...Dolunay ve epifiz! Epifiz bezi manipülasyonunu önlemek için Kablosuz Sinyal Karıştırıcısını kesmek? İki elektrik gücü ürünü, gece ışık (LAN) ve elektromanyetik alanlar (EMF), meme kanseri riskini etkileyebilir. LAN veya EMF'ye maruz kalma, epifiz bezi tarafından melatonin üretimini azaltabilir ...

Epifiz bezi, beynin hipokampus ve neokorteks gibi diğer bölümleriyle birlikte DMT yapmak için gerekli iki enzimi içerir. Kalp durması sırasında DMT seviyelerinin arttığı sıçanlarda da kanıtlanmıştır.

Shaman=link= parallel universe= multiverse= via pineal=gate =cosmic plants.

Ya da acaba;

#pineal - portal #DMT – vehicle’mı?

LATINCE PINEALIS INGILIZCE PINE CONE TÜRKÇE EPIFIZ BEZİ ÇAM KOZALAĞI HORUS GÖZÜ 3. GÖZ KALP GÖZÜ Nedir? Mistik anlamını nedir?

 

Epifiz bezi sufizm de 3.göz/kalp gözü olarak da ifade ediliyor. Göz ve retinası gibi,ışığa duyarlı,kapalı ve karanlıkta olmasına rağmen ışığa duyarlı. Karanlık odada uyurken birşeyleri algılamamıza yarayan epifiz. Mısırlılara göre epifiz bezi,tanrısal belirtilerin merkezi, ruhun bilinmeyini gördüğü göz. Horus gözü idi.Herseyi gören göz bu.. piramidin üzerindeki..ve tüm Antik medeniyetler..simgesel olarak kullandı hep.  

Hipofiz bezi vücudun ana bezidir. Salgılarının diğer tüm bezler üzerinde doğrudan ve koordine edici bir etkisi vardır. Her bir endokrin bez merkezi, ilişkili astrolojik gezegensel etkisiyle belirli bir öbür dünya aleminin etkisinden etkilenir.

Epifiz bezi, hipofiz bezinin biraz yukarısında yer alır ve Zihin bezidir. Bu bez, meditasyon yoluyla günlük olarak uyarıldığında, kahinlik veya kehanet getirebilir.Bu bez, bir kişinin yaşamı boyunca aktive olan en yüksek salgı beziyse, ölüm anında zihin alemi olarak adlandırılan Merkür gezegeninin öbür dünya alemiyle ilgilidir. Merkür, yüksek zihinsel yeteneklerle ilişkilidir. Bu alemden Dünya'ya gelen insanlar, kendini yüceltmeye dikkat etmesi gereken yetenekli ruhlardır, yoksa yetenekleri onun yolunda sadece tökezleyen taşlar olacaktır. Merkür anlayış getirir, özellikle de diğer alanların anlaşılmasını sağlar. Hipofiz bezi, bir kişinin yaşamı boyunca sağlanan en yüksek salgı beziyse, öldüğünde Jüpiter gezegeninin öbür dünya aleminde yaşar.

Bu alem, yüksek fikirlilik ve büyük grupların alemi olarak anılır. Bu alemden Dünya'ya gelen insanlar, beraberlerinde evrenselliği ve asaleti getirebilirler.Dikkatlerini büyük insan gruplarına veya uluslara çevirebilirler. Genellikle büyük fikirleri vardır.

Merkür= zihinsel yetenenekler. Jüpiter'in yüksek fikirlilik ve büyük gruplara etkisi. Büyük gruplar ve yüksek idealler genellikle Jüpiter aleminde enkarnasyonlarla gelir. Bu etkiler, sadece yıldızların doğum anında belirli bir pozisyonda olmaları nedeniyle değil, ruh deneyimiyle ruhun içinde gizlidir. Ruh aslında bu alemlerde deneyimler yaşadı ve Dünya'daki deneyimleri sırasında bundan yararlanıyor. Pluto gezegeni, bilincin öbür dünya alemi ile ilişkilidir. Bu, tam bilincin son gelişmesidir.

pifiz ve hipofiz arasındaki eterik boşlukta veya Alta, Anja ve Taç çakraları arasındaki alan Benliğin Sesinin deneyimlendiği yer Bu alan,Taç/Corona tarafından yönlendirilir,kendisinin diğer yönlerini özgürleştirmek için köprü yaratmak veya projeksiyon yapmak için zihni kullanır.


Ay beyazı yönetir... Beyaz, indigo ve gümüş ile birlikte üçüncü göze hükmeder. Beyaz kök çakrayı dengeler.. Ay ile uyumludur.. Saflık, Masumiyet, Hakikat, Barış ve Alçakgönüllülük... Beyaz, saflığın, masumiyetin ve gerçeğin rengidir. Sarı, yaratıcı ve entelektüel enerjiyle doludur.. Bu sarı renk bloke edildiğinde, öfke, korku, acı, kızgınlık, önyargı ve nefret yaşarız.. Sarı Fiziksel Etkiler - Sinir sistemini, metabolik hızı uyarır, mide ve sindirim sistemini yatıştırır, pankreas ve karaciğere yardımcı olur.

Sarı renk kendimizi mutlu,enerjik hissetmemize neden olur.. Japonyada sarı renk cesareti simgeler. Meleklerin haleleri sarı,altın renkle simgelenir. Beynin sol lobu ile titreşir. Sarı ile rezonansa giren insanlar genelde iletişim alanında çalışır. Güneş ve mars ile aynı hizadadır

Cok stresli zamanlarda çalısma.alanındaki sari renk azaltılır...zeka ve manevitta birlikte çalışır.

Hipofiz,epifiz,ruhsal uyanış,melotonin ruh hali...

    

Bakır çok reaktif bir elementtir ve serbest durumunda, proteinlerin ve DNA'nın zarar görmesine yol açacak büyük miktarlarda serbest radikallerin üretimini tetikleyebilir.  Bu nedenlerden dolayı, canlı organizmalar hücrelerdeki bakır konsantrasyonunu düzenleyen hassas mekanizmalar geliştirmiştir. Bakır da erkek doğurganlığında çok önemli bir rol oynar. Erkek gametlerin üretimi için vazgeçilmez bir unsurdur. Bakır ayrıca hipotalamik-hipofiz-testis hattında doğurganlık açısından integral androjen dağılımını etkiler.

Bakır ayrıca hipotalamik-hipofiz-testis hattında doğurganlık açısından integral androjen dağılımını etkiler. Hem bakır artışı hem de eksikliği,sperm seviyesinde erkek gonadda, hormon üretiminde tüm anormallik yelpazesini kapsayan erkek doğurganlığında önemli bir azalmaya yol açar.


Yaşam deneyimimiz tüm güneş sistemini kapsar. Her gezegen, belirli bir öbür dünya aleminin (veya boyutunun) fiziksel bir temsilidir. Evrenimiz (Dünya dahil), öbür dünya hiyerarşisindeki üçüncü alemdir ve üç boyutlu yaşamı temsil eder. 

Cayce, her gezegeni belirli bir öbür dünya aleminin fiziksel bir temsili olarak ilişkilendirdiği için, bu öbür dünya alemlerine kendisiyle ilişkili gezegenin adını kullanarak bahsetti. Venüs ismini kullandığında, öbür dünya alemine atıfta bulunuyor. 

Dünya Gezegeni, üçüncü öbür dünya aleminin (yani evrenimizin) fiziksel bir temsilidir. Gezegen Mercury, öbür dünya hiyerarşisinde Merkür olarak da adlandırılan ikinci öbür dünya alemiyle ilişkili fiziksel bir temsildir. 

Öbür dünya alemleri, Dünya üzerindeki fiziksel bedende aktif olmadıklarında ruhların deneyimleyebilecekleri boyutlardır. Gezegenler bizim üzerimizde astrolojik bir etki yapar. Bu astrolojik gezegensel etkiler, ruhlarımızın mevcut Dünya deneyimimizden önce ve Dünya yaşamları arasında kaldığı öbür dünya alemlerinden kaynaklanır. Bu astrolojik etkilerin amacı, öğrenmemiz gereken ve Dünya'da test edildiğimiz belirli yaşam dersleri sağlamaktır.

Dünyadayken, vücudumuzdan kaynaklanan arzulardan güçlü şekillerde etkileniriz. Bu arzular sadece bedenlerimizi değil ruhumuzu da etkiler ve bu etkilerle nasıl başa çıktığımız manevi gelişim seviyemizi belirleyebilir..

Bitti😎





















Yorumlar