Perseus,Mitras,Medusa,Gorgons,Tarsus,Athena,Truva

 Perseus,Mitras,Medusa,Gorgons,Tarsus,Athena,Truva,yeraltı,Mars mitolojik karakterler.

Perseus,Zeus'un oğludur.
Annesi Danea,Argos kralının kizı.
Danea Roma Latinium sehrini kurduğu rivayet.
Danea (kısır,kısırlık mitlerine dikkat)
Kısır olanlar mucizevi sekilde hamile bırakılması ile ünlü mitolojide.

Danea'nın bubası Argos kralı,Akrisios kahinlere başvurur. Kahinin bildirdiğine göre torunu tarafından öldürülecektir.
Danea'yı yer altında Tunć bir odaya kapatır.
Danea'nın odasının tavanındaki küçük bir hava deliğinden altından bir yağmur olarak girip ve onu hamile bırakan ise Zeus.
Kısa süre sonra çocukları Perseus doğar.

Torununu öldürerek tanrıların gazabını çekmemek için Akrisios, anne ve çocuğu direkt öldürmek yerine onları tahtadan bir tabuta koyarak denize atar. Deniz, Poseidon tarafından sakinleştirilir ve Danae'yle oğlu Zeus tarafından kurtarılır. Kral Polydectes'in erkek kardeşi balıkçı Dictys tarafından misafir edildikleri Seriphos adasına sürüklenirler. Kayaya vuran sandık birkaç gün sonra Dictys adında bir balıkçı tarafından bulunur. Dictys, Perseus'u yetiştirir. Ancak Polydectes, Danae’yi gördüğünde ona aşık olur ve onunla evlenmek ister. Ancak, Danae'nin oğlu Perseus artık büyümüştür. Bu yüzden Kral Polydectes eğer Danae ile evlenirse tahtının tehlikeye girmesinden korktuğu için Perseus'u ortadan kaldırmak için ona Medusa'nın başını getirmesi emrini verir.

Daha sonra, Perseus Medusa'yı öldürüp Andromeda'yı kurtardıktan sonra kehanet gerçekleşir. Perseus, Argos'a gidecektir ancak şans eseri atletik oyunların yapıldığı Larissa'ya gider ve orada kargısıyla (veya diskiyle) Akrisios'u kazara kafasından vurur

Perseus, Athena tarafından Gorgonlardan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir. Athena ve Hermes ona bu zor görevinde yardımcı olan tanrılardır. Perseus, Gorgonların (Stheno, Euryale ve Medusa) yerine gider. Onları uyurken bulur. Bu üç kız kardeş arasında yalnız Medusa ölümlüdür. Bu nedenle Perseus sadece onun başını kesip götürebileceğini anlar. Gorgonlar, boyunları ejderha pullarıyla korunan, yaban sivri,buyuk dişleri olan dişi canavarlardır. Tunç elleri ve altın kanatları vardır. Üstelik bakışları o kadar güçlüdür ki baktıkları her şeyi taşa çeviriyorlardır. Perseus Medusa'nın kafasını kalkanından yansıyan görüntüsüne bakarak yaklaşıp keser. Medusa'nın kesilen kafasından Pegasus (uçabilen beyaz kanatlı at) ve Chrysaor adlı bir dev çıkar. Bu sırada diğer Gorgonlar bu sese uyanır ancak Perseus onlardan Hades'in görünmezlik miğferi ile kaçar ve kurtulur. Perseus daha sonra Medusa'nın başını Athena'ya teslim eder. Yolculuğu sırasında Aithopia kralı Kepheus ile Kassiopeia'nın kızı olan Andromeda ile yolları kesişir. Kassiopeia kendi güzelliğini deniz tanrıçalarından daha üstün gördüğü için Poseidon'u kızdırmıştır. Poseidon Kraliçenin küstahlığını cezalandırmak için Aithopia'yı yok etmesi için bir deniz canavarı gönderir. Bir kehanet ocağının sözüne göre de Kassiopia'nın kızı Andromeda'nın bu deniz canavarına kurban edilmesi gerekir. Andromeda bir kayaya zincirle bağlanır ve canavarın gelişini bekler. Perseus kızı kurtarır ve onunla evlenir.
Bu arada Athena Roma mitinde minerva diye anılir.Yine geldik labirente!:)

Welcome ro westsorlddd:)))

Perseus'in şehri Tarsus'dur bu arada.
Tarsus'un kurucusu.
Tarsus parası,elinde kesik baş Medusa!




Athena ayrıca Troya savaşında 
Akhaların yardımına koşup tahta atın yapılmasına yardım etmiştir.
Yani Truva'da atın yapılmasına yardımcı olan Athena!
Sümere mitine göre yorum ise,Truva yi alamayan enlil grubu iceri bir Truva atı sokmaya karar verir.
Atı Ninsun sokar!
Artemisin karşısındaki zat.
At,Ninsun yardımı ile yapıldı diyorlar.
Artemis(inanna) vesus Ninsun!
Uuuu.!

Athena özel bir kalkan taşır. Bu kalkan Aegis olarak isimlendirilmiştir. Kalkanın üzerinde, değişik süslemelerle birlikte Medusa'nın başının resmi bulunur. Bu kalkanın önünde en güçlü ordular bile bozguna uğrar. Zeus'un en sevdiği kızı olduğu için Zeus'un yıldırımlarını da bir tek o kullanabilir. Gigantlar arasındaki karşıtı Enceladus'dur.
Gaia'nın ve Tartarus'un oğludur. Her gigant (dev) gibi oda bir tanrıya karşı gelecek şekilde yaratılmıştır. 
Olimpos Tanrıları ve Gigantlar arasında yapılan büyük savaşta Athena'nın mızrağı Enkelados'a isabet etmiştir. Ve Sicilya'daki Etna Dağı'nın altına kapatılmıştır. Yunan mitolojisinde Enkelados'un yer altında yarattığı sarsıntılar deprem olarak adlandırılmaktadır...
Bu arada tüm titanlar/igigi/igigu gibi hepsinde bir yeraltina,mĞaraya,taşların arasına gömülmek gibi bir durumu her yerde görebiliyoruz.
Mesela Alalu da Mars'ta magaraya kapatılıp taşlarla bloke edilmiş!
Gorgonlar,dişi!
Medusa'nın gozlerine bakan gider.
Bu nedenle bir kahraman öldurulecek ise öldüren,ölecek olanin yüzüne bakmaz!
Bknz.mesela aynı sürüm:

Mitras ile Perseus arasında önemli bir başka bağ, tauroktoni- de Mitras'ın boğayı öldürürken hemen her zaman başka tarafa bakar durumda gösterilmesi.
Mitra boğayı öldürürlen yüzüne bakmaz.

Tarsus,Perseus ve mitraizm arasında bir bağlantı var.
Mitras eyalet başkenti olan Tarsus'ta tapkı görürdü...
Perseus ve Mitras arasında bir bağ vardır.
Mesela perseus Frig küllahı giyer...
Mesela Pontus hanedanının bütün paraları üzerinde  Perseus'un kılıcıyla bağlantılı olarak hilal ve yıldız görülür...!
Eğer Perseus ile Mitras arasında bir bağ varsa, Perseus'un ye raltında doğumu ile, Mitras ikonografisinde sıkça yer alan Mitras'ın kayadan doğması arasında da bir bağ olabilir.
Zaten perseus'u annesi yeraltında bir tunçtan yapılma magarada doğurmuştu.
Mitras genelde Aslan figürü ve aslan başlı olarak betimlenir.
Ama Gorgon figurleri de aslan başlı olarak betimlemeler var.
Belki de Gorgon en başta aslan degildi ama aslan olarak sonrada ortaya çıkmıştı veya sonradan değiştirildi?
Buradan sonra bir kitaptan alınti ile devam edelim;







Kitap ismi: Mitras
Gizlerin kökeni
Antik dünyada kozmoloji ve Din.
Yazar: David Ulansey.

Apollon Likeos (veya Tarsus) ve Perseus, Tarsus'un en önemli iki tanrısıydı ve çoğunlukla bir arada görülmektedirler... Apollon heykeli genellikle Perseus'un önünde kurban sunarken veya Perseus'un bir niteliği olarak gösterilir, perseus değişik biçimlerde kentin kurucusu ve kahramanı olarak gösterilir..
Anadolu'lu Perseus, yeni gelenlerin böylesi bir kurgu ile göçlerine tanrısal bir hukuk kazandırmak için yarattıkları mitolojik bir hayalettir.

Mitras'm Perseus takımyıldızını temsil ettigi de yazılanlar arasında.
Mitras da Helios veya Sol adıyla bilinen güneş-tanrı ile ilişkilidir. ..
Mitraizmde astronominin önemi ortada olduğuna göre, Tarsus'lu Apollon'un Mitraizme transfer edilirken güneş tanrısı yö nünün ön plana çıkarılmış olması beklenebililir.
Olay aslında presesyonla ilgili.:)
....


gök ekvatoru ile ilgili en önemli olgu lardan biri üzerinde durmamız gerekiyor: Gök ekvatoru sabit değildir, "presesyon" adıyla bilinen, ekinoksların çok yavaş bir hareketine sahiptir. Bu hareket, dünyanın kendi ekseni etrafın daki dönüşünde görülen bir yalpalama nedeniyle eksen yönü nün uzayda çok yavaş ve devamlı bir şekilde değişmesinden kaynaklanmaktadır (fig.5.3). Bu nedenle, dünyanın kuzey kutbu her zaman aynı yıldızı göstermez. Şimdi Polaris (Kutup Yıldızı) denilen yıldızı göstermektedir ama, birkaç bin yıl önce başka bir yıldızı gösteriyordu, birkaç bin yıl sonra da daha başka bir yıldı zı gösterecektir. Elbette, kuzey kutbunun yönü değiştiği zaman ekvatorun yönü de değişmektedir; çünkü ekvator, yerküre üze rinde kutuptan eşit uzaklıkta noktaların oluşturduğu bir çember olarak tanımlanır. Ekvatorun yonündekideğişimin doğal bir so nucu olarak da gök ekvatorunun durumu değişmektedir. Bu da, ekinoksların (gök ekvatoru ile ekliptik'in kesiştiği noktalar) yer lerinin değişmesine yol açmaktadır. İşte bu olgu, ekinokslaruı gerilemesi veya kısaca presesyon olarak tanımlanır.



Kısaca söyleyecek olursak, ekinoksların gerilemesi, ekinoks noktalarının zodyak üzerinde geriye doğru çok yavaş bir hızla ilerlemesine, her 2160 yılda bir burcu geçerek bütün zodyakı 12 kere 2160, yani 25920 yılda tamamlamasına yol açmaktadır. Böy- lece, ilkbahar ekinoksu bugün Balık takımyıldızında olmakla be raber, birkaç yüz yıl sonra Kova'da olacaktır. (Kova Çağı'nın şafağı denen olgu budur) Ayrıca hemen belirtelim ki, Yunan-Roma döneminde ilkbahar ekinoksu Koç, sonbahar ekinoksu ise Terazi burcundaydı. Spiedel'in gök ekvatoru üzerine teorisindeki sorun işte tam bu noktada ortaya çıkıyordu:

Ekinoksal burçları olarak Koç ve Terazi'nin, o dönemin her türlü gök ekvatoru resminde gösterilmeleri gerektiği halde, tauroktonide onların yerini Boğa ve Akrep alıyordu. Ne var ki ekinoksların gerilemesi olgusu, Boğa ve Akrep'in beklenmedik bir şekilde tauroktonide Koç ve Terazi'nin yerini almasını açıklayabilir. Çünkü her ne kadar Roma döneminde ekinokslar Koç ve Terazi'de idiyse de, bundan önceki dönemde, yani yaklaşık İÖ 4000 ile 2000 arasında Boğa ve Akrep'teydiler.

Tauroktoni gerçekten gök ekvatorunu göstermektedir ama, ekinokslar koc ve
Terazi'de iken değil, Boğa ve Akrep'te iken göstermektedir! Elbette böyle bir tezi savunurken nasıl olup da Roma impa ratorluğu döneminde bir dini hareketin gök ekvatorunun kendi zamanından birkaç bin yıl önceki verini bilebildiğini ve bunu inanç sisteminin bir parçası haline getirebildiğini açıklamak zo rundayım. Böyle bir açıklama az ileride gelecektir, ama önce eki noksları Boğa ve Akrep'te olan bir gök ekvatorunun, tauroktonideki sembolizm ile uyum içinde olup olmadığını kontrol edelim. Fig. 5.4'de
.


Gök ekvatoru, ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken görülüyor,”' Burada Boğa'dan başlayarak batıya doğru gidince zodyak üzerinde veya altında şu takımyıldızları -ve yalnızca bunları- görüyoruz;' Boğa (Boğa) Köpek (Kanis Minör) Yılan (Hydra) Kap (Krater) Kunduz (Korvus) Akrep (Akrep) Hemen görüleceği gibi bunlar tauroktonide sembolize edilen takımyıldızlardır, ama bir eksikle; aralarında Aslan yoktur. Ama bu, tauroktoninin ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken astronomik durumu gösterdiği şeklindeki tezimize çok uygundur. Çünkü ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken gök ekvatoru Aslan'dan geçmez ama, Aslan bu sırada yaz gündönümü noktasındadır. Yaz ve kış gündonümleri elbette ki ekinokslarla ayrılmaz bir bütünlük içindedirler, çünkü hepsi beraberce bir yılı dörde bölüp mevsim leri meydana getirirler. Bu nedenle Aslan takımyıldızının ta- uroktonide yer almasının sebebini açıklamak pek zor değildi.

Bu ikili her tauroktonide görülmemekte, yalnız Ren-Tuna bölge sindeki tauroktonilerde yer almaktadırlar.® Her zaman birbirle- riyle bağlantılı olarak görülmektedirler ve her ikisi de ancak di ğeri varsa vardır! Bu nedenle kap sembolünün Krater takımyıl dızım değil, su taşıyıcısı Kova burcunu temsil ettiğini düşünmek gerekir, çünkü ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken kış dönümü Ko va'dadır. Bu durumda aslan ve kap, Boğa ve Akrep ekinoksları na uygun olarak Aslan ve Kova gündönümlerini temsil etmek tedirler. Elbette, eğer kabın Krater yerine Kova'yı temsil ettiği sonu cuna varırsak, bu kez de Krater gibi önemli bir takımyıldızın ta uroktonide yer almayışının sebebini açıklamamız gerekir. Bu ko nuda en akla yakm açıklama, orijinal tauroktonide yer alan bü tün takımyıldızların, boğa, akrep, köpek, yılan ve kunduz gibi bir hayvan figürü ile gösterildiğidir -tabii smırlı bir bölgede gö rülen aslan ve kap figürlerinin daha sonraki eklemeler olduğu nu varsayarsak. Bu durumda tauroktoninin yaratıcılarının,bu kompozisyonun birlik ve bütünlüğünü sağlamak amacıyla Kra teri dışarıda bırakmış olduklarını.düşünebiliriz. Böyle yapmala rının bir amacı da tauroktoninin gerçek astral anlamını gizleme- k olabilir. Çünkü, yabancılar veya yeni katılanlar için bu durum da tauroktoni, hayvanlarla ilişkili düşünceler çağrıştırarak ilgile rini başka çözüm olanaklarından uzaklaştıracaktır. Almanya ve Dacia'da aslan ve kap sembolleri ilave edildiği zaman ise, bu orijinal kaygı çoktan unutulmuş olmalıdır ki, Kova'yı temsil eden kabın, tümü hayvan olan motifin bu özelliğini bozduğuna dikkat edilmemiştir.
Her durumda, eğer öne sürdüğümüz gibi tauroktoni ilkbahar ekinoksu Boğa burcunda iken astronomik tabloyu gösteriyorsa, bu sırada yaz gündönümünün Aslan burcunda olması taurokto- nideki aslan figürünün varlığını açıklamaktadır.

Şimdi ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken gök ekvatoru üzerinde yeralan takımyıldızların listesine geri dönelim. Dikkat edilirse, listemizde sadece ekliptik çizgisinin üzerinde ve altındaki ta kımyıldızlar yer almaktadır. Daha önce gördüğümüz gibi bu gu rup aynı zamanda tauroktonide görünen figürlerle tam bir uyum içindedir (tabii aslan dışında). Bu durumda şu soru kaçı nılmaz oluyor; Niye ekliptik çizgisinin yukarısındaki ekvator takımyıldızları tauroktonide yer almamaktadır? Az ileride bu soruyu ele alacağız, ama daha önce tauroktonide görülen diğer bir figür üzerinde, çoğu kez boğanın kuyruğunun ucundan çı karken görülen buğday başağı üzerinde durmamız gerekiyor. Hatırlanacağı gibi, Beck, Insler ve Speidel bu buğday başağı nın, Başak takımyıldızının en parlak yıldızı Spika'yı temsil etti ği konusunda fikir birliği içindedirler. Ne var ki Spika, ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken gök ekvatorunun yakınında değildir. Bu yüzden teorimin doğrulanması için buğday başağının taurokto- nide yer almasına astral bir açıklama sağlamam gerekiyor. Bu hiç de zor değildir. En başta dikkat edilirse, Spika yıldızı tek bir başağı temsil ettiği halde (Spika kelimesi de tekildir), taurokto- nideki boğanın kuyruğunda görülen tahıl demeti hemen her za man bir kaç başaktan oluşmaktadır, Ayrıca, diğer bütün sembol ler yıldızları değil takımyıldızları temsil ederken, eğer başak Spika'yı temsil ediyorsa, bu durumda Spika bir istisna olarak or taya çıkmaktadır. En önemli nokta ise, başakların tauroktonide açıkça boğanın bir parçası olarak gösterilmesidir. Bu olgu, bir ör nekte başaklar boğanın kuyruğundan değil, boynunda hançerin saplandığı noktadan çıkar durumda gösterilerek çok kesin bir hale getirilmiştir (Fig.5.5), (R.L.Gordon'un, bu tauroktoninin en eski boğa öldürme tablosu olduğunu öne sürmüş olması ilginç tir.)“9 Bu nedenle, başakların Spika yıldızı gibi bağımsız bir ast ral unsur değil, ama boğanın bir özelliği olduğunu varsaymak akla yakın gelmektedir.

tauroktoninin sembolizmi tamamen ilkbahar ekinoksunun Boğa'da olmasına dayandırıl mış gibidir. İlkbahar ekinoksunun önemi ise, bitkilerin canlan ması ve tarımın yıllık başlangıcım belirlemesindedir. Bu neden le, eğer boğa ilkbahar ekinoksunu gösteriyorsa, onu bir verimli lik sembolü ile, yani bir buğday demeti ile birlikte görmek bizi şaşırtmamalı. Antik dönemde kesilmiş buğday demetleri, hasat belirtisi olarak yaz veya sonbaharı sembolize ederdi. Taurokto- nide gördüğümüz başaklar ise henüz büyümekte olan, hatta ye ni filizlenen; bu nedenle de bitkilerin canlanması ve tarımın baş langıcı olarak ilkbaharı,genel olarak da verimliliği temsil eden buğday başaklarıdır. Bu nedenle tauroktonideki boğadan fışkı ran başaklan, boğa ile ilkbahar ekinoksu arasındaki bağlantının sembolü olarak değerlendirebiliriz. Bu durumda, tezimize göre, tauroktonide yer alan boğa, kö pek, yılan, kap, kunduz ve akrep, ilkbahar ekinoksu Boğa bur- cundayken gök ekvatoru üzerinde ve ekliptik çemberin üzerin de veya altında yer alan takımyıldızları temsil etmektedirler. Ay rıca aslan, yine ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken, Aslan burcun daki yaz gündönümünü (bu durumda kap, Krater takımyıldızı nı değil, su taşıyıcı Kova'yı temsil ediyor olabilir) ve boğadan çı kan başaklar da boğa ile ilkbahar arasındaki ilişkiyi temsil et mektedirler. Elbette, bu tez ancak Mitraistlerin, gök ekvatoru nun kendi zamanlarından birkaç bin yıl önceki durumunu ne den ve nasıl bu kadar önemsediklerini açıklayabildiğimiz tak dirde kabul edilebilir. Şimdi bu noktaya gelelim, ama önce açık lığa kavuşması gereken birkaç konu daha var. Daha da önemli si, Mitras'ın kendisinin gök ekvatoru ile nasıl bir ilişkisi olduğu sorusu var. Çünkü, eğer tauroktonideki bütün figürler Boğa eki noksu ve gök ekvatoru ile ilişküiyse, Mitras'ın da bir şekilde bunlarla ilişkisi olması gerekiyor.
tauroktonide yer alan Mitras dı şındaki figürleri ele aldık. Bu figürlerin hepsi de -aslan dışında, ilkbahar ekinoksu Boğa'da iken gök ekvatorunun ekliptik üze rinde veya altında kalan bölümününde yer alan takımyıldızları temsil etmektedirler. Ne var ki, gök ekvatoru ekliptik'in yukarı sından da geçmektedir ve Mitras'ın ekvator ile ilişkisini kuraca ğımız şeyi burada buluyoruz. Çünkü gök ekvatoru tam boğanın temsil ettiği takımyıldızın yukarısında, daha önce Mitras ile iliş kisi üzerinde durduğumuz bir takımyıldızın, Perseus'un üzerin den geçmektedir. Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var: eski ve yeni birçok yıldız haritası Boğa ekinoksunu Perseus'un altmdan ge çer bir şekilde gösterir; örneğin figür 5.6'da Perseus takımyıldı zı Boğa ekinoksuna göre figür 5.4'de gördüğümüz yerde göste rilmiştir. Ama Yunan-Roma döneminde Perseus'un güneyde Pleiades adı verilen yıldız kümesine, boğanın omuzuna kadar uzanacak biçimde gösterildiğini kanıtlayabiliyoruz. Bu durum da ise Boğa ekinoksu Perseus'un üzerinden geçmektedir. Sözü nü ettiğimiz kanıt, Aratos'un Phaenomea adlı eserinde yer alı yor. Aratos, öğretmeni Eudoksus'un (Plato'nun çağdaşı)*71 çizdi ği yıldız haritasını kaynak göstererek Pleiades'in, Perseus'un sol dizinin yanında olduğunu söylüyor. (Phaenomena 254) Bu du rumda Perseus'un bacağının boğanın üzerine kadar gelmesi ge rekiyor. Bu görünüşü ile Perseus, Mitras ile çok yakın bir görü nümdedir. Aslında, Pleiades'in Boğa üzerindeki yeri, tam da ta uroktonide Mitras'm hançerinin boğanın boynuna saplandığı noktadır
(Fig.5.6).

Mitras'ın sol dizinin, Aratos'un açıklamasını gösterir gibi, her zaman abartılı bir şekilde mutlaka bu noktaya uzanmış gösterilmesi sadece bir rastlantı olabilir mi?





Yorumlar

  1. Emeğiniz için teşekkür ederim hocam.
    Uğur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder