Ambrosia,Nektar,Beetle juice,Scarab,bok böceği,Partenogenez,mantarlar,mushroom,Ambro-SIA,üreme,simbiyotik ilişki,n ve 2n

Ambro-siA simbiyozunda ambrosiA mantarı ile AmbrosiA beetles,ya da bok böcekleri/scarab ile mantarlar arasında simbiyotik ilişki.

Kendi besinlerini yetiştirebilen bir böcek türü.
Yani bu AmbroSiA böcekleri aktif tarım yapıyorlar.
Içlerinde  bağirsaklarında mantar yetiştiriyorlar.
O zaman insanlar ilk ciftçiler deĝildi??
Homo sapiens öncesi bu arkadaşlar tarım yapıyor mantar yetiştiriyordu?
Afrika sahra ćölünde mi,Alp ormanlarında mı? Şirin baba köyünde mi ben bilmem!
Mesela Akasya ağacı ile karıncaların da simbiyotik bir ilişkisi var! Akasya psikedelik bir ağaç mesela.
Mesela Hericium familyasından mantarlara maymun başı gibi isimleri var.



Beetles bu ağaç içine girerek kendine kanal/tünel açıyor.
Kanalın içinden çıkan talaş bu sekilde makarna gibi dışarı atılıyor agaçtan.
Bunu görüŕseniz beetle buraya yuva yapıyor demektir.


Ambrosia böcekleri, ambrosia mantarlarıyla besinsel simbiyoz içinde yaşayan Scolytinae ve Platypodinae 
( Coleoptera (Kleopatra ya çok benziyor bu, Curculionidae ) 
familyalarından böceklerdir .
Böcekler, tek besin kaynakları olan mantar bahçelerini yerleştirdikleri ölü veya stresli ağaçlarda tüneller kazarlar. Ambrosia böceği uygun bir ağaca konduktan sonra, mantar simbiyontunu serbest bıraktığı bir tünel kazar.
Mantar bitkinin ksilem dokusuna nüfuz eder, ondan besinleri çıkarır.
Bu böceklerde eşeysel dimorfizm de var.
Erkekler daha küçük,dişiler daha büyük iri!
Boyut dimorfizmi , örümceklerde de belirgin olan cinsel yamyamlıkla bir korelasyon göstermektedir. (aynı zamanda peygamberdevesi gibi böceklerde de bulunur ). Boyut dimorfik kurt örümceği Tigrosa helluo'da , yiyecek açısından kısıtlı dişiler daha sık yamyamlık yapar. Bu nedenle, çiftleşme öncesi yamyamlık nedeniyle erkekler için düşük uygunluk riski yüksektir ve bu da erkeklerin iki nedenden dolayı daha büyük dişileri seçmesine yol açmıştır: daha yüksek doğurganlık ve daha düşük yamyamlık oranları.

Mantarlarda en az yedi bağımsız ambrosial köken bilinmektedir.

Egzotik odun delici böcekler..
Bu böcekler yaşlanan,ölmeye yakın ağaćlara girer!
Burada kendilerine kanallar açarlar.

X. saxesenii dişileri ambrosia mantarlarını misetangiumda değil bağırsakta taşırlar. Dağılım sırasında, bağırsak fizyolojisi sindirim organından mantar sporlarının birikmesi için bir alana dönüşür ( Francke-Grosmann 1975 ). Böylece, yeni kazılmış tüneldeki ilk dişi dışkıları galeri duvarlarına ambrosia mantarı aşılar. Ancak, bu mantarın dağılım sırasında sıklıkla kaybolduğu veya bağırsakta yeterli miktarda birikmediği görülmektedir.
......
Kurucu dişilerinin muhtemelen doğum galerilerinde(ağaç kanalları) döllenmediğini gösteriyor. Bu, döllenmemiş kurucu dişilerin önce bir erkek yavru ürettiği ve ardından onunla çiftleşerek kız yavruları ürettiği bilinir.
 X. ferrugineus'taki ( Norris 1972 ).
.....

Ambrosia böcekleri, genellikle Ophiostomatales (Ascomycota) takımından türler olan ambrosia mantarlarıyla besinsel simbiyoz içinde yaşayarak tanımlanan polifiletik bir gruptur. Diğer mantar ortaklarının, mayaların ve bakterilerin mikrobiyal kompleksine gömülü olan bu mantarlar ( Haanstad ve Norris 1985 ), böcekler tarafından ölmekte olan veya yakın zamanda ölmüş ağaçların ksileminde (öz odun ve/veya öz odun) kazılan tünellerde yetiştirilir 

Mantarlarla beslenme simbiyozları eklembacaklılar arasında birçok kez evrimleşmiştir ( Batra 1979 ) ve Scolytinae'de bu alışkanlığın en az yedi kökeni vardır ( Farrell vd. 2001 , Sequeira ve Farrell 2001 ). Ancak mantar bakımı ve galeri bakım davranışları, yani aktif mantar kültürü ( Batra ve Michie 1963 , Kirkendall vd. 1997 , Biedermann 2007 ), yalnızca ambrosia böcekleri tarafından sergilenir. Neredeyse hiç çalışılmamış olmasına rağmen, ambrosia böcekleri artık hayvanlar alemindeki dört tarımsal gruptan biri olarak kabul edilmektedir (insanlar, makrotermit termitler ve attin karıncalarla birlikte; Farrell vd. 2001 , Mueller vd. 2005 ). Diğer üç grupta tarım, ambrosia böcekleri için de geçerli olduğu varsayılan bir tür toplumsallıkla ilişkilendirilir ( Kent ve Simpson 1992 , Kirkendall ve ark. 1997 , Mueller ve ark. 2005 , Peer ve Taborsky 2007 ).

Evrimsel bir bakış açısından, Xyleborina ambrosia böcekleri arasında çalışmak için özellikle ilginç bir gruptur. Bu alt kabile, haplodiploidi ve zorunlu akraba evliliğinin bir sonucu olarak gelişmiş sosyallik ve mantar kültürü biçimlerine yatkındır ( Peer ve Taborsky 2007 ). Dişi yavrular, doğum galerisinde kardeşleriyle çiftleşir  ( Peer ve Taborsky 2004 , 2005 ).
Partenogenez, düzenli kendi kendine döllenme ve düzenli akraba çiftleşmesi. Değişken ortamlarda klonal soy hatlarının korunması!
Kapalı bir topluluk yani.
Soy hattını korumak için bir iluzyon gibi.
Küçük omurgasızlarda, üreme biçimi kolonizasyonda önemli bir rol oynar ve aşırı akraba çiftleşmesi başarılı taksonların ortak bir özelliğidir. Çevresel, izole ve ada habitatlarında.
Adada başka kimse olmayınca birbirleriyle ciftleşiyorlar.
Halbuki doğal evrim için diversity/çesıtlilik gerekli,doğal seçilim için gerekli bu.
Deĝişen koşullara karşı avantaj getiriyor.

Dış çiftleşmeden kendi kendine çiftleşmeye geçiş, bitkilerdeki en yaygın evrimsel eğilimlerden biridir ( Stebbins 1974 ).
Muhtemelen üreme güvencesinin avantajlarından kaynaklanmaktadır ( Herlihy ve Eckert 2002 ). Benzer şekilde, düzenli kardeş çiftleşmesi, ödipal çiftleşme ve partenogenez, başarılı bir şekilde kolonize olan küçük omurgasız türleri arasında aşırı temsil edilmektedir (örn. Simberloff 1986 ; Adamson ve Ludwig 1993 ; Haack 2001 ). Bu alternatif çiftleşme sistemlerinin kolonizasyon için avantajlı olmasının nedeni açıktır: Dağılımdan önce kardeş çiftleşmesi veya anne-oğul çiftleşmesi, kendi kendine çiftleşme veya dağılımdan sonra partenogenez.
Bu nedenle, akraba evliliği ile partenogenetik üreme arasında paralellikler kurulabilir.
Akraba çiftleşmeyle çoğalanlar genellikle uzun mesafelerde iyi kolonileştiricilerdir ve birçoğu yaygın, hatta küresel olarak dağılmıştır. Kolonileşme başarılarına katkıda bulunan bir diğer faktör de düzenli olarak akraba çiftleşmeyle çoğalanların nispeten geniş nişlere ve geniş alanlara sahip olmasıdır.
Partenogenetik veya kendi kendini dölleyen türlerin kolonileştirme başarısı var.
Klonların geniş ekolojik nişleri, bir türün yeni bir bölgeyi istila etme olasılığını artırır ve bunun partenogenetik türlerin bu kadar başarılı istilacılar olmasının ana nedenlerinden biri olduğuna inanılmaktadır ( Baker 1965 ;Parker ve ark. (1977 ).

Düzenli akraba evliliği çok çeşitli omurgasız gruplarında görülür ( Ghiselin 1969 ; Jarne ve Charlesworth 1993 ; Wrensch ve Ebbert 1993 ). Düzenli akraba evliliği, özellikle ekolojik olarak ve evrimsel bağlamda, en az sekiz farklı kardeş-kız kardeş çiftleşmesinden kaynaklanan yaklaşık 1500 türle, böcek alt familyası Scolytinae'de (kabuk böcekleri) başarılı olmuştur.
Scolytinae türlerinin yaklaşık dörtte biri akraba evliliği yapanlardır; Tüm tropikal türlerin yaklaşık yarısı ve tropikal adalardaki türlerin beşte dördü kendi aralarında çiftleşir ( Kirkendall 1993 ; Jordal ve ark. 2001 ). 

Düzenli olarak kendi aralarında çiftleşen böceklerin en büyük kladında ( Xyleborini ve Coccotrypes ), tüm türler kardeş-kız kardeş çiftleşmesiyle çoğalır ve haplodiploiddir ( Normark ve ark. 1999 ).

Çiftleşme normalde kardeşler arasında ve dağılmadan önce gerçekleşir; bu da dağılan çoğu dişinin başarılı bir şekilde tohumlanmasını sağlar. İkincisi, haplodiploid olmaları nedeniyle yuvayı terk etmeden önce bir kardeş tarafından tohumlanmayan dişiler, potansiyel olarak döllenmemiş yumurtalardan üretilen haploid bir oğulla çiftleşebilirler ( Herfs 1959 ; Norris 1992 ; ancak bkz. Biedermann 2010 ). Bu nedenle tek bir dişi, köken alanından uzakta yeni bir popülasyon başlatmak için yeterlidir. Üçüncü katkıda bulunan faktör, bu böceklerin üreme ve beslenme için kullanabilecekleri son derece geniş yelpazedeki konak bitkileridir ( Beaver 2005 ), bu da ambrosia mantarlarıyla sıkı bir simbiyozla kolaylaştırılır. 
Xylosandrus türleri esas olarak bir veya birkaç Ambrosiella mantar türü ve ara sıra diğer kusurlu askomiset mantarları ile ilişkilidir ( Batra 1966 ).

Bu nedenle, dişiler kız kardeşleriyle, kendi yavrularıyla ve koloni üyeleri tarafından üretilen diğer tüm yavrularla benzer şekilde ilişkilidir; bu da kooperatif yavru bakımı ve mantar kültürüyle dolaylı uygunluk avantajları elde etme potansiyelini artırır. Gerçekten de, olgun dişiler yavru sayılarına bağlı olarak doğum yuvalarından dağılmayı geciktirir ( X. saxesenii; Peer ve Taborsky 2007 ).
Nesiller arasında ortaya çıkan örtüşme, işbirlikçi etkileşimlerin ön koşulu ve daha yüksek sosyalliğin evrimine doğru ilk adım ( Gadagkar 1990 , Queller 1994 ) ve muhtemelen mantar yetiştiriciliğine doğru ( Mueller vd. 2005 ) olarak kabul edilmiştir.

Xyleborina'daki böcek-mantar birlikteliği, türlere özgü ambrosia mantarlarının sporlarını ve potansiyel olarak diğer ilişkili mikroorganizmaları (mikrobiyal kompleks) bağırsakta veya seçici spor taşıyan organlarda (mycetangia veya mycangia; Francke-Grosmann 1956 , 1963 , 1975 ; Batra 1963 ) ana yuvalarından yeni kurdukları galerilere (dikey iletim)⬇️⬆️ aktaran dişiler tarafından sürdürülür. Galerilerin içindeyken dişiler, böceklerin yaşam döngüsünün geri kalanı için tek besin kaynağı olan ambrosia mantarlarıyla beslenmeden önce yumurta bırakmazlar ( French ve Roeper 1975 , Kingsolver ve Norris 1977b )..
Ambrosia böceklerinin Mycangia'sı

Ambrosia böcekleri mantar simbiyontlarını ağaçtan ağaca taşımak için çeşitli morfolojik yapılar geliştirdiler. Bu yapılara genellikle mikanjiya denir. Diana Six (Six, 2003) tarafından güzel bir mikanjiya sınıflandırması yayınlandı.
Yayinlayan da Diana ve six 6..alla alla😀🤔
Neyse!
Farklı mikanjiya türleri arasındaki temel fark, bunların harici mi yoksa dahili mi olduğu ve mantarın tutulmasıyla ilgili maddeleri salgılayıp salgılamadıklarıdır.

Yüzeyde bezsiz mikanjiyumlar olması durumunda, bunların gerçekten bu amaca hizmet edip etmediği açık değildir. Mikanjiyumun bulunmadığı durumlarda, ambrosia mantarlarının sporları veya konidileri böceğin sindirim sisteminde taşınabilir (Biedermann, yayınlanmamış) Bazı insanlar "mycetangia" terimini kullanır, ancak bu genellikle vücut boşluğunun içinde mutualistik endositobiyontları barındıran bir organ içindeki hücre kümesini ifade eder (Ganter, 2006). Buna çoğunlukla mycetocyte denir. Daha yaygın olarak simbiyotik bakterileri barındırır ve daha sonra daha uygun bir şekilde "bakteriyosit" olarak adlandırılır.
....

Ra’nın “khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler.
Bu böceğin üreme biçimi, kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder. Burada söz konusu olan güç, yoktan var eden değil, “var edilen”i biçimlendiren bir güçtür. Mısır’ın hiyeroglif yazısında “olmak”, daha doğrusu “verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek” anlamına gelen “hpr” ya da “kheper” fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılır. İlah Khepra'nın adı da bu fiilden türemiştir.
....
• Güneş ile birlikte kullanımlarında, Güneş Sistemi’nin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler. Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmozda bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’ten alan Güneş’i simgeler.[5] Sembolün bu anlamdaki kullanımında, sembole genellikle Güneş’i simgeleyen bir diskin eşlik ettiği görülür.

Iki tür var aslında mantarlarla simbiyotik ilişki içinde olan ve bokları yuvarlayıp içine yumurtlayanlar.
Bir de doğadaki ilginç fenomenlerden birisi olan zombi böceklerin arkasındaki massospora mantarı konusu var:

Yani mantar sebebiyle enfekte olan böcekler, bir uyuşturucu etkisi altındaymış gibi davranıyor! Böylece içerisinde bulunduğu durumun farkında olmayan böcekler tamamen massospora mantarının kontrolünde hareket ediyorlar.
Mesela;
Ağustos böcekleri birer zombi haline geldikten sonra onları yaşamda tutan tek şey üreme arzuları oluyor! Çünkü massospora mantarı böyle istiyor! Enfekte olan böcekler -ki pek çoğu mantar nedeniyle cinsel organlarını da kaybediyor- diğer böcekler ile çiftleşmek için karşı konulamaz bir istek duyuyor! Böylece massospora, ağustos böcekleri arasında kolaylıkla yayılabiliyor.
Mantarın psikedelik özellikleri böceklerin zihin kontrollerini kaybetmelerine neden oluyor. Bu nedenle bilim insanları, zombi böceklerin hallerinden memnun olduğunu düşünüyor.Bunlara ne yapsan ne desen boş.
Ağir psikedelik etki altında yaşıyorlar.

Bu nedenle eski mısırda Scarab,bok böceği,AmbrosiA beetles bir sembol.
Bu böcek tanrıça Neith ile ilişkili daha çok.
Bir elde tutulan Ankh (vulva-Penis) süreklilik,sonsuz yaşam denilen ya da Kromozom.
Yani iki kardeş Kromatid 'in bir araya gelmesi, ki bir kromatid 'İ' şeklindedir.
Iki kardeş kromatid bir araya gelince X ya da Y şeklini yani kromozomu oluşurması.
Burada Kromatid 'İ' seklinde yani asa seklindedir.
Iki kardeş kromatid bir araya geldiğinde orta nokta X'in ya Y nin ortası Centrum olur.
Mısır sembollerinde hep ellerinde bir asa vardır ya. O,asa -sopa,yılanı asa yapmak,İ şekli, iğ ipliği vs.konuları üreme ile alakalıdır hep.
Ki mısırdaki Sais yaşam alanı bir üreme,jinekoloji,kadın tıp akademisidir ve Neith'e adanmıştır.
Resimler aşağıda;

Selamlar,Saygılar
Mete






Ambrosia tanrıların besini!
Nektar nedir?











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Back to the future,uzay-zaman bükülmesi,Zaman kırılması,zaman bükülmesi TENET

Galaktik/Kozmik karışmama veya karışma yasası nedir?

Matrix bir döngü algoritması mı?